Altın ithalatı neden artıyor? ‘Güvenli liman’ diyenler…
Eren Sakarya/Sibel Gülersöyler
Seçimlere 2 ay kaldı; altın ithalatındaki yükseliş trendi ise seçim öncesinde de devam ediyor. Borsa İstanbul Kıymetli Madenler Piyasası verilerine göre, altın ithalatı Şubat ayında 57 tonu aştı. Altın ithalatı Ocak ayında ise 68 tonu geçerek rekor kırmıştı. Uluslararası piyasalarda 15 Mart 13.50 itibarıyla altının onsu 1908 dolardan işlem görürken yurtiçi piyasalarda altının gramı bin 163 lira üzerinde. Çeyrek altının alış fiyatı bin 922 lira iken satış fiyatı da bin 937 lira. Uzmanlar ise vatandaşın seçime kadar altına yönelebileceğini söylemekte.
YATIRIMCILAR ALTINA DÖNDÜ
Altın Piyasaları Uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk, “Kur Korumalı Mevduat ve dövizin sakin kalması için yatırımcılar altına dönmüş durumda” diyerek altın ithalatındaki artışın nedenini özetliyor. Yıldırımtürk, “Yatırımcılar bu tür dönemlerde, yani belirsizliğin hakim ve enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde daima altına yönelmişlerdir ve fiziki olarak da tercih edilmektedir” ifadelerini kullanıyor.
Vatandaşın, altını enflasyona karşı bir koruma aracı olarak gördüğünü söyleyen Yıldırımtürk, “Altın her dönem güvenli bir liman oldu, olmaya da devam edecek. Çünkü, vatandaşlar elindeki paranın değerini korumak istiyor” diye belirtiyor.
Altın Piyasaları Uzmanı Yıldırımtürk, altının seyri hakkında da değerlendirmede bulunuyor. Altının Kasım ayından beri iç piyasada yükselişinin devam ettiğini söyleyen Yıldırımtürk, “Seçimlere kadar kur korumalı mevduat ile dövizin stabil seyredeceğini söyleyebiliriz” demekte.
‘SEÇİM SONRASI ŞU AN İÇİN BİR BİLİNMEZ’
“Son günlerde dolarda virgülden sonraki rakamlarda sürekli bir değişiklik olduğunu görmekteyiz” diyen Yıldırımtürk, Ocak ayında altının gramının bin 195 TL iken geçen haftalarda ise bin 128 TL’ye kadar düştüğünü ifade ediyor. Yıldırımtürk, “Hem dış hem iç piyasada dolar/TL yönlü bir seyir oluştu. Eğer altının gramında bin 200 TL sınırı aşılırsa bin 250 TL’yi de görmemiz mümkün olacaktır” diyor. Yıldırımtürk, sözlerini şöyle sürdürüyor:
Seçim sonrası içinse şimdiden konuşmak zor. Çünkü, seçilecek yeni hükümetin ekonomi yönetimi nasıl olacak bunu bilmiyoruz. Mevcut iktidar kazanırsa KKM ya da faiz indirimleri sürecek mi? Yeni ittifak gelirse bunları sürdürecek mi, neyi nasıl tercih edecek, hepsi birer bilinmez şu an. Anket şirketleri oy dağılımlarını yayınladıkça piyasalarda da hareketlenmeler olacağını söyleyebiliriz. Hem iç hem de dış piyasalarda…
‘ALTINI ŞU ANDA BİR PARK İSTASYONU OLARAK DÜŞÜNEBİLİRİZ’
Para Piyasaları Uzmanı Candaş Atalay ise, altın ithalatının bu kadar yükselmesinin altında iki sebep yattığını söylüyor. Atalay “Birincisi Merkez Bankası kaynaklı. Son zamanlarda çok yüksek oranlarda altın ithal etmeye başladı” demekte. Rusya-Ukrayna Savaşı’nda Rusların varlıklarını dondurma kararının altın ithalatında ikinci sebep olduğunu ifade eden Atalay, “Tüm bunların ardından Ortadoğu ve Asya’daki merkez bankalarının söylemlerinde de değişiklikler olmaya başladı” demekte.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın geçtiğimiz yıl İsviçre’den 188 ton altın ithal ettiğini söyleyen Atalay, “2023 Ocak ayında ise 5,3 milyar dolarlık altın ithal edildi” demekte. Atalay, İsviçre’nin en çok altın ihraç ettiği ülkeler arasında Türkiye’nin ilk 3’e girdiğini belirtiyor.
Seçime kadar vatandaşın tercihinin altından yana olabileceğini söyleyen Candaş Atalay, “Enflasyon yüksek olduğu için altın koruma aracı ve iç piyasada da talepleri oldukça yüksek” ifadelerini kullanıyor. Atalay, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Altında, şu şekilde bir doğru bilinen bir yanlış var. Altın hiçbir zaman sizi gerçekleşmiş bir enflasyondan korumaz. İlerleyen süreçte enflasyon beklentisi varsa korur. Seçimlere kadar olan 2 aylık süreçte ise vatandaşlar hızlıca nakde çevirebilecekleri altını tercih edebilirler. Altını şu an bir park istasyonu olarak düşünebiliriz.”
Kaynak: Haber Global
Apsny News