Depremin kronikleştirdiği stres kalbi vuruyor
MESUDE ERŞAN
@mesudersan
[email protected]
Deprem gibi akut stresler, damar sertliği plaklarını yırtarak kalp krizlerine yol açabiliyor. Literatüre göre, depremden sonraki bir hafta içinde kalp krizi sıklığında yüzde 35’i bulan oranlarda artış görülüyor. Kardiyolog Prof.Dr. Nevrez Koylan, deprem sonrası, kronik stresin de damar sertliği sürecini hızlandırarak krizine gidişi kolaylaştırdığını söyledi.
Depremlerin sağlık üzerine etkisi sadece deprem anı veya kısa süre sonrasıyla sınırlı kalmıyor. Genellikle çok uzun vadeli sorunlar da yaratıyor.
Koylan’dan aldığımız bilgiye göre, depreme bağlı can kaybında üç pik içeren bir seyir var. Kayıpların en fazla olduğu zaman, deprem anı. İkinci zirve, depremin gerçekleşmesinden sonraki birkaç saat içinde görülüyor. Pek çok yaralı kafa travması, büyük kırıklar, karaciğer ve dalak yırtılmaları sonucu iç kanamalarla kaybediliyor. Üçüncü kayıp zirvesi, depremden sonraki günler ve haftalar içinde enfeksiyonlar ve çoklu organ yetmezlikleri sonucu oluyor. Bu dönemde en fazla bebekler, küçük çocuklar, yaşlılar, kalp ve damar hastalıkları ve diyabet gibi kronik hastalığı bulunanlar ölüm riski altında.
Ritim bozuklukları da artıyor
Depremden sonraki hafta içinde sadece kalp krizi sıklığı artmıyor: “Ayrıca deprem sonrasında kalp ritim bozukluklarında 6-9 katı bulan artışlar olabiliyor. Bu durum en fazla yaygın travmalılarda (crush sendromu) görülür. Deprem sonrasında kan basıncı (tansiyon) da 10- 20 mmHg artabiliyor.”
Kalp krizi yapma potansiyeline sahip, ancak uyuyan damar sertliği plakları akut stresle tetiklenebiliyor. Böylece daha sonra ortaya çıkabilecek kalp krizleri öne çekiliyor. Koylan, “Şiddetli akut stres büyük ölçüde adrenalin salgılanmasına yol açar. Adrenalin damarları büzerek kan akışını azaltır. Bu durum da kritik damar darlıklarının tıkanmasıyla sonuçlanabilir” dedi.
Ruh sağlığının özellikle de kalp hastalığı ve inme için risk faktörlerini olumlu veya olumsuz etkileyebileceğini hatırlatan Koylan, şöyle devam etti: “Stres, kalp hastalığı ve inme riskini artıran kötü sağlık davranışlarına itebiliyor. Sigara içmek, aşırı yemek, fiziksel aktiviteyi azaltmak, sağlıksız beslenmek, aşırı kilolu olmak, ilaçları reçete edildiği gibi almamak gibi…”
Günler, haftalar ve hatta aylar boyu strese maruz kalmak stresi kronikleştiriyor. Koylan kronik stresin de kalp krizi ve inme riskini artırabildiği ve hipertansiyona yol açabileceğini söyledi: “Stresli bir durum, bir olaylar zincirini başlatabilir. Vücutta geçici olarak solunum ve kalp atış hızını artıran ve kan basıncını yükselten adrenalin hormonu artar. Kronik stres durumunda bir dizi ilave mekanizma harekete geçer ve bunun sonucunda da kalp krizi, inme ve hipertansiyon gibi sonuçlar ortaya çıkabilir.”
Derhal 112 aranmalı
Hayatta Kal Derneği, Sağlık Bakanlığı onayıyla kalp krizinin belirtileri hakkında bilgi veren ve yapılması gerekenleri hatırlatan bir kamu spotu hazırladı. Derneğin başkanı Kardiyolog Prof. Dr. Mutlu Vural, şunları dedi: “Depremzedelerde artan kalp krizi riski, projemizi daha da önemli hale getirdi. Kalp krizi geçirenlerin yüzde 60-80’i hastaneye gelmeden ölüyor. Temel nedeni kalp krizi geçirenlerin üçte ikisinin bu durumun ölümcül olduğunu bilmemeleri ve 112’yi erken aramamaları. Aniden kalbi duran hastanın hastane dışında hayatta kalma oranı yüzde 1 iken, ambulans ya da hastanede yüzde 90’dan fazla. Kalp krizini geçirdiğini düşünenler ya da yakınları 3-5 dakika içinde durumu kavramalı ve derhal 112’yi aramalı.”
Depremzedelerin kayıpları çok, yasları var. Koşullar zorlayıcı. En güvende hissedilen evleri ya yıkılmış ya da içine girilemiyor. Yaşam düzenleri tamamen değişti. Hava soğuk, yaşadıkları çadırlar idealden uzak. Vural, “Tüm aşırılıklar kalbi etkiler. Ritim bozukluğuna bağlı ani kalp durması gelişebilir. ‘Kırık kalp sendromu’na da neden olabilir” dedi.
Yoğun stres, üzüntü ya da ani, büyük mutluluk ve sevinçler, kalpte sersemletici etki göstererek kasılmasına, bozukluğa ve ani gelişen kalp yetersizliğine yol açabiliyor. Aslında bu hastaların çoğunda önceden damar tıkanıklığı bulunmuyor. Ama aynı damar tıkanıklığa bağlı kalp krizi geçirenler gibi sıkıntılar yaşıyor.
Ortalama 10 saatte hastaneye gidiliyor
Kalp krizi geçirenlerin ortalama 10 saatte hastaneye gittiğini belirten Vural, bunun daha erkene çekilmesiyle binlercesinin hayatının kurtulabileceğini söyledi. Kriz geçireni hastaneye kendi olanaklarıyla götürmeye çalışmak iyi bir fikir değil. Kalp krizinde ilk müdahale ambulansta başlıyor. İlkyardım ekipleri hastayı, bu konuda hazırlıklı hastaneye götürüyor.
Aşağıdaki belirtiler kalp krizi habercisi olabilir.
*Göğüs kemiğinin arkasında veya iki meme arasındaki orta bölgede sıkışma hissi ve ağrı,
*Vücudun üst tarafında, tek veya iki kola; bel, boyun, çene veya mideye yayılan ağrı ve/veya rahatsızlık hissi,
*Göğüs ağrısıyla birlikte veya tek başına seyreden nefes darlığı,
*Açıklanamayan halsizlik veya yorgunluk, anksiyete veya olağandışı sinirlilik, hazımsızlık veya gaz sancısı benzeri sancı, soğuk terleme, bulantı, kusma, baş dönmesi ve bayılma.
Apsny News