Güncel

Depremzedelere evleri 5 kuruş almadan teslim edeceğiz



Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğluHatay‘a gitti. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle: 

“Hiçbir ayrım yapmadan, hiç kimseyi ötekileştirmeden 85 milyonu kucaklamak boynumun borcu. Zor günlerden geçiyoruz, acılarımız yoğunlaşıyor. Acılarımızı hafifletmek için her birimiz her türlü fedakarlığı yapıyoruz, biliyorum. Bazı acılar var ki, onlar yüreğimizin bir köşesinde devamlı durur. Bu acılardan birisini sizler de bizler de yaşıyoruz.

 Depremin yarattığı acı tüm dünyada yankılandı. Birlikte olmak, beraber olmak gibi hasleti asla unutmayacağız. Bundan sonra millete sesleneceğim. Bayrağımızın ne kadar değerli olduğunu biliriz. Vatanımız da bizim için değerlidir. Buraya gelirken mezarlıkları ziyaret ettik. Büyükşehir Belediyesi, Türk bayrağı ve Hatay Büyükşehir Belediyesi bayraklarını asmış. Ankara’dan talimat, ‘Bayrakları indirin’ diye. Bunun olur olduğunu görmek benim vicdanımda derin yaralar açtı. Asla kabul etmiyoruz. Bayrağımıza sahip çıkmak namusumuzdur, vatanımıza sahip çıkmak da namusumuzdur. Depremde hayatını kaybettiği vatandaşların mezarlığı Büyükşehir Belediyesi’ne aittir. Bir toplumu ayrıştırmak kadar tehlikeli bir şey yoktur.

“BEŞERİ SERMAYEDEN BÜYÜK KAYIP VAR”

14 Mayıs’tan sonra yeni bir güne başlayacağız. Hatay’da, Kahramanmaraş’ta yeni bir anlayışı görecek. Hiç kimsenin ötekileşmediği bir ufku görecek. Şimdi ‘Çiftçinin, esnafın kredisi var ödesin’, nasıl ödeyecek? Herkes kenti terk etmeye başlamış. Olağanüstü hallerde olağanüstü kararlar alınır. Esnafın, çiftçinin kendisine dönmesi için ona destek vereceksiniz. Bir olayla karşılaştığınızda derhal planlarsınız. Kısa, orta, uzun dönemde ne yapacağım… Aksi halde devleti yönetemezsiniz. Beşeri sermayeden büyük kayıp var. Adıyaman, Kahramanmaraş, Malatya’ya gittim. Hatay’a 4’üncü gelişim. Nitelikli eleman kenti terk etmiş vaziyette.

Fabrikaların çalışması, esnafın dükkan açması lazım. Okulların açılması lazım. Yapamıyorsanız bize söyleyin yaparız hepsini. Bir kenti kent yapan unsurlardan birisi de o kentteki entelektüel birikimdir. Kenti kent yapan ruhtur, bu ruhun korunması lazım.

Samandağ’da yazı göndermişler, ‘Az su tüketen ürünler ekin’ diye. Bir devlet bunu yapar mı? Deyin ki ‘DSİ bunu yapamıyor’, bizim belediye başkanlarımız yaparlar ve suyu da verirler. Siz bunu yapmadığınız takdirde daha pahalı bedel ödüyorsunuz. Bizim insanımız bunu yapar.

Hatay’ın demografik yapısı çok değerlidir. Dışarıya aşırı göçün ve geri gelmemesinin demografik açıdan sorun yaratacağını biliyoruz. Bunu düşünüyorlar mı, gereğini yapıyorlar mı? Devleti yöneten kişi ülkenin 20-25-30-100 yılını düşünmek zorundadır.

 180 milyon ton enkaz bir yerlere taşınacak. Asbesti düşünüyorlar mı? Bir çevre mühendisi ile görüştüler mi acaba? Devleti yöneten kişi bütün ayrıntıları düşünmek zorundadır. Hep afetten sonrasını düşünüyoruz. Biz afetten sakınmayı adeta defterden silmişiz. Devletin liyakatli kadroları depremi biliyor ama devleti yönetenler sakınmıyor.

‘Erzurum’u özel üretim merkezi yapacağız’ dedim. Bu bölgenin de özellikleri de düşünülerek bu ürünleri üretmek zorundasınız. Yapın bunları, niye yapmıyorsunuz. Bu bölge için özel yasa getirin. Herkes burada üretsin, istihdam yaratsın. Ortadoğu’nun ve Akdeniz havzasının en güçlü ekonomik yapılanmasını bu bölgede yapabiliriz. Eksik olan geleceği iyi görmeyen siyaset.

“DEVLETİN VATANDAŞA BORCU VAR”

Temeller atıldı, o binaları biz tamamlayacağız. Bu olayda kimin kabahati var? Anayasa’nın 57’nci maddesinde ne diyor. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 25’inci maddesi… Bir binanın yapımı için 23 imza gerekiyor. 23 imzanın hiçbirisinde konut ve dükkan sahibinin imzası yok, tamamı kamu. Bu güveni kamu veriyor. Şimdi diyorlar ki ‘Size yer vereceğiz ama sizi borçlandıracağız, 20 yıl ödeyeceksiniz.’ Benim ne günahım var, o imzaları ben atmadım. Şimdi depremzedeyi borçlu çıkarıyorlar. Bütün vatandaşlarıma sözüm sözdür, herkesin anahtarını teslim edeceğiz, 5 kuruş almayacağız. Eğer bir helalleşme olacaksa, anahtarı teslim edeceksiniz, özür dileyeceksiniz. Eve ruhsat veriyorsun, herkes geliyor, bakıyor. ‘Sana ev yapacağım, bana parasını ver.’ Kimin kusuru varsa, kusuru giderecek olan odur. Vatandaşın devlete değil, devletin vatandaşa borcu var.”

Kaynak: Haber Global


Apsny News

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu