Politika

Doç. Dr. Özgör: Endometriozis bir kader değil!


MESUDE ERŞAN

@mesudersan

[email protected]

Endometriozis genetik zeminli ve ciddi regl sancılarıyla seyreden bir hastalık. Okul devamsızlıklarına, iş gücü kayıplarına yol açan endometriozis bir kader değil. Erken saptanması halinde ilerlemesini engellemek mümkün.

Rengi nedeniyle ‘çikolata kisti’ de denilen endometriozis, farklı organ ve dokulara yerleşerek, şiddetli ağrı ve başka çok ciddi sorunlara yol açabiliyor. Diyafram endometriozisi hastası Azade Simavi ile Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Bahar Yüksel Özgör hastalarla dayanışmak için Endometriozis Araştırma ve Dayanışma Derneği (EADD) derneğini kurdu. Önceki bölümde Simavi’nin endometriozisle kişisel deneyimi vardı. Bu bölümde Özgör’ün hastalıkla ilgili anlattıkları yer alacak.


Endometriozis
Bahar Yüksel Özgör ve Azade Simavi.

Her ay acile giden var

Henüz genç yaşta regl döneminin ağrılı olması, hastaneye taşıtması, bağırsak problemlerinin eşlik etmesi, okul tuvaletlerinde saatler geçirilmesine neden olması, her teneffüste pedin dolduğunu fark etmek bir şeylerin yolunda gitmediğinin işareti olabilir. Özgör, “Etrafınızda gördüğünüz regliyken acile giden, regl dönemlerinde okula ya da işe gidemeyenlerin büyük çoğunluğu bu hastalıktan muzdarip. Genç yaşlardaki kadınları tutmakla beraber daha ender menopoz sonrasında bile görülebiliyor” dedi.

Endometriozis hastalarının en büyük sorunu geciken tanıdan dolayı uzun yıllar ağrı çekmeye mahkum olmaları. Hayatlarını, okullarını, mesleklerini buna göre seçmek zorunda kalmaları.

Özgör, tıp eğitiminde endometriozisle ilgili yeterli eğitim verilmediğini düşünüyor: “Uzmanlık eğitimi sırasında da yeterli eğitim almadık. Ameliyatta görüyorduk endometriozisi. Hastanın kisti çıkarılıp, evine gönderiliyordu. Son 10-15 yıldır yavaş yavaş ayılmaya başladık. Çok sayıda kadının muzdarip olduğu, ultrasonografiyle göremediğimiz yerlerde hastalığın yerleşebileceğini iyice anladık. Ameliyatları, tedavi protokollerini değiştirmeye, hastaların hayat tarzını düzenlemeye başladık. Hayatlarına spor, diyet gibi faktörlerin eklenmesinin önemini kavradık.”

Ulaşabildiği her organa yapışıyor

Endometriozis rahimden başlayan hastalık. Normalde her ay,  sadece kan değil, rahim içindeki dokular da parça parça atılıyor. Bunların bir kısmı tüplerden karın içine geçiyor. Bazı kadınlar karın içine dökülen bu dokuları yok ederken, bazıları edemiyor. Karın içinde büyümeye başlayarak küçük rahimcikler oluşturuyor. Özgör, “Endometriozis, sadece pelvik çevresini değil, ulaşabildiği her organı etkileyebilir. Kalın bağırsak, mesane, peritoneal (karın zarı), karın duvarı, diyafragmatik, apandisit, siyatik, torasik (akciğer) gibi. Bir yerden sonra kendi kendine regl görüyor gibi oluyor. Alakasız bir organdan regl görüyor gibi. Her ay tekrar ediyor. Bazen organın yapısına alışıyor, adepte oluyor. Etrafına damarını,  sinirini, kasını çekip büyümeye başlıyorlar. Her gün ağrı yapabiliyor” dedi.

Hastalığın ruhsal etkisi de var. Premenstruel sendrom (regl öncesi gerginlik sendromu) sendrom, memede gerginlik ve ağrı, migren, beyin sisi, ruh hali değişimleri, anksiyete, halsizlik, yorgunluk, uykusuzluk yapabiliyor.

Anne, teyze, halanın ağrısı referans oluyor

14 yaşından beri ağrı çeken hastası olduğunu anlatan Özgör, “Hiç bunun hastalık olabileceğini düşünmemiş. Anne, hala, teyze gibi ailedeki kadınlarda varsa risk çok yüksek oluyor. ‘Annemde, teyzemde de öyle, bizim adetler ağrılı olur zaten’ diye düşünülüyor. Kimse doktora git demiyor. Böyle bir kısır döngüye giriliyor. Normalleştiriliyor” diye anlattı.

Halk arasındaki yaygın bir kanı da bu ağrıların evlenince ya da hamilelikle geçeceği. Özgör, “Gebelikte progesteron hormonu salgılanır. Tedavide verdiğimiz ilaçlarda da progesteron var. Dolayısıyla gebelik, yüksek doz progesteron üretilmesi demek. Bebek büyüdükçe o ağrılar bir miktar azalıyor. Yine emzirme döneminde de progesteron kanda çok yüksek düzeyde var. Emzirme de bittiğinde hastalık yeniden kendini göstermeye başlıyor.”

Peki menopozda geziyor mu? Özgör büyük ölçüde rahatladığını söyledi: “Ama herkeste tamamen bitmiyor. Rahim dokusu gibi olduğu için hormonlardan etkileniyor. Menopozda hormonlar ortadan kalkınca, neden oldukları alevlenmeler geçiyor. Ama girip bir organa yapışmış, sıkıştırıyorsa, siniri tuttuysa hormonlar ortadan kalksa da geçmiyor. Sadece hormonal dalgalardan etkilenmesi ortadan kalkıyor.”

‘Herkeste kısırlık yapmıyor’

Endometriozis=Kısırlık değil. Endometriozis gebe kalmayı zorlaştırabilir ama buna rağmen çoğu kadın (yüzde 60-70) hiç zorlanmadan anne olabiliyor. 

Endometriozis yumurta kalitesinde bozulma, yapışıklıklar nedeniyle yumurtanın rahime ulaşmasının ve bebeğin rahime tutunmasının zorlaşma gibi sorunlara yol açabiliyor. Özgör, “Eğer çocuk sahibi olmak öncelikse ilaç veremeyebiliriz. Hekimin değerlendirmesinin ardından ameliyat, aşılama ya da tüp bebek gibi seçenekler düşünülebilir” diye konuştu.

Özgör endometriozisin yumurta miktarının azalmasına da yol açabileceğini söyledive hatırlattı: “Evlilik ya da gebelik planınız yoksa da yumurta dondurmak düşünülebilir.”

‘Tüm vücudu etkiliyor’

Endometriozis tüm vücudu etkiliyor. Bağışıklığı düşürüyor. İlgili bilimsel çalışmalar ağırlıklı bağışıklık sistemi üzerinde yürüyor. Artık kronik, inflamatuar ve hormondan etkilenen bir hastalık olduğu kabul görüyor. Ancak hastaların alabileceği önlemler var. Özgör, “Hastalar kendini tanımak, biraz da kendi doktoru olmak zorunda. Neyin iyi, neyin kötü geldiğini bilmesi gerekiyor” dedi.

Özgör’ün verdiği bilgiye göre, endometriozis ilaç, cerrahi ve tamamlayıcı tedavi olmak üzere üç şekilde yapılıyor. İlaç tedavisinde, erken evredeki hastalıkta adet dönemlerindeki ağrıları önlemek ya da ağrı seviyesini olabildiğince aza indirgemek, adetleri düzene sokmak ve endometriotik odakları baskılamak amacıyla doğum kontrol hapları, progestinler, danazol ve GnRH analogları vs. veriliyor.

Cerrahi tedavide, ağrıyı azaltmak ve fertilite (doğurganlık) potansiyelini artırmak için başvurulabiliyor. Ameliyatla endometriotik dokuların çıkartılıp ilgili bölgede gelişmiş olan yapışıklıklar serbestleştiriliyor. Nihai hedef, normal anatominin tekrar sağlanması. 

Tamamlayıcı tedavilerde ise fizyoterapi, psikolojik deste, doğru beslenme, ağrı yönetimi gibi destekler yer alıyor.

Bu belirtilere dikkat!

Tanıya gitmek için öncelikle endometriozisi düşünmek gerekiyor. Endometriozis tanısı laparoskopi yaptırmak ve biyopsiyle koyuluyor. Bu işlemle endometriozis içerdiği düşünülen doku çıkarılır ve tanıyı doğrulamak için mikroskop altında incelenmek üzere patoloğa gönderiliyor. Özgör, “Ancak doğru sorular, endometriozis için özelleşmiş ayrıntılı bir muayene ve ultrason ya da bazen MR yardımıyla tanı büyük ölçüde koyulabilir” dedi.

Regl sırasında çekilen her ağrı endometriozis değil. Kadın sağlıklıysa, iki günden fazla sürmüyorsa, bir ağrı kesiciyle geçiyorsa endometriozis olmayabilir. Aşağıdaki belirtiler endometriozisi akla getirmeli:

Sindirim sistemi belirtileri: Bağırsak hareketlerinde ağrı,ishal- kabızlık,mide bulantısı-kusma, hassas bağırsak sendromu benzeri şikayetlergaz, şişkinlik.

İdrar yolları belirtileri: Sık idrara çıkmaidrar yaparken ağrıidrarı tam boşaltamama.

Bağışıklık sistemi belirtileri: Alerjiler, yiyeceklere karşı alerji.

Vitamin ve mineral eksiklikleri: Kan şekeri düşüklüğü, düşük magnezyum ve demir, D vitamini eksikliğini taklit eden şikayetler.

Üreme sağlığı belirtileri: Adet sancısıyumurtlama döneminde ağrıadet düzensizliğidüzensiz kanamapıhtılı kanamacinsel ilişkide ağrıkısırlıkorgazmda ağrı.

Torasik (diyafram ve akciğer) belirtiler: Göğüs, karın, omuz, frenik sinir ağrılarınefes darlığıkalp çarpıntısıuzanırken ağrı, sersemlik, akciğerlerin sönmesi ve su toplaması, kanlı balgam.

Sinir sistemi belirtileri: Siyatik, sırt ağrısı, alt bacak ve dize vuran ağrı, düşük ayak, vulvada ağrı, batma, makata vuran ağrı




Apsny News

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu