Kılıçdaroğlu kazanırsa ne olur? – Diken


İHSAN DAĞI
@ihsandagi
En baştan söyleyeyim; bu seçimde oyum Kılıçdaroğlu’na. Çünkü istediğim gibi eleştirebileceğim bir cumhurbaşkanı istiyorum. Kılıçdaroğlu bu sözü verdi, hatta, isterseniz “Açın ağzınızı, yumun gözünüzü” dedi.
Elbette kimseye hakaret edecek değilim ama rahatlıkla eleştirebileceğim, eleştirirken ‘kahramanlık’ yaptığımı düşünmeyeceğim veya başıma ne gelecek endişesi taşımayacağım bir cumhurbaşkanı ve yönetim ‘güzel’ olacak.
İşimiz okumak, yazmak ve tartışmak. Böyle bir ortamda işimizi keyifle yapma imkanı bulacağız yeniden. Etrafımızda işini keyifle yapan insanlar görmekten mutluluk duyacağız. Mutlu olacağız kısaca…
İnsanların rahatlıkla eleştirebileceği bir cumhurbaşkanı bugünkü iktidara yakın çevreler için de bir nimet. Yıllardır ağızları kenetli, kalemleri kilitli, gördüklerini de bildiklerini de yazamıyorlar. İşleri iktidarı alkışlamak. İktidar hangi yöne dönerse o yöne döndüğü için alkışlamak. Bugün ‘yerli ve milli’ olduğu için alkışladıkları iktidarı dün ‘küreselci, AB yanlısı’ diye alkışlıyorlardı. Dün, Kürt açılımından dolayı göklere çıkardıkları iktidarı, bugün “HDP eşittir PKK” dediği için alkışlıyorlar.
Neyse, yıllardır yaşadıkları bu eziyet bitecek muhalefet kazanırsa. Yıllardır işlerini yapamayan gazeteciler, akademisyenler, yazarlar, on binlerce iktidar yanlısı ‘aydın’ yeniden ‘düşünme’ ve ‘yazma’ melekesine kavuşacak. Özgürlüklerine kavuşacaklar, iktidar tutsaklıkları bitecek… Ama, belli olmaz, iktidar değişse de bazılarının ‘tutsaklıkları’ bitmez. ‘Yeni iktidar’a ‘bağlanıverirler’ bu defa da.
‘Yeni iktidar’ın işinin hiç kolay olmayacağını söylemek gerek. Sadece kucağında bulacağı çok büyük sorunlardan dolayı değil. Doğru, cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir ekonomik enkaz devralacak yeni iktidar. Hazinesi boş, Merkez Bankası iflas etmiş, kurumları çökmüş, adaleti bitmiş ve yöneticileri ehliyetsiz bir devleti devralacak muhalefet seçimi kazandığında. Bu sorunlarla baş etmek kolay olmayacak.
Seçim sonrası oluşacak umut ve güven ortamı yeni iktidara belli bir süre kazandıracak ve alan açacak elbette ancak, yükselen beklentileri ne düzeyde ve sürede karşılayabileceklerini öngörmek zor. Dahası, yeni iktidar bütün bunları bambaşka bir toplumsal zeminde yapmak zorunda kalacak. ‘Eski rejim’i sandıkta yenen bir halkı yönetecekler. Bu halk, baskıya, horlanmaya, dışlanmaya, susturulmaya tahammül göstermeyecek. Otoriter bir rejimi yenen halk yeni yönetimden de hesap soracak, onu gözleyecek, sorgulayacak. Ama dayanışacak da onunla, sabredecek de…
Muhalefet seçimi kazanırsa nasıl bir halkı yöneteceğini iyi analiz etmeli. Asla, ‘eski rejim’i kendilerinin, partilerinin, örgütlerinin, liderlerinin yendiğini düşünmemeliler. Halk, ‘eski rejim’i kendisinin yendiğinin bilinciyle ‘yeni rejim’e de ayar verecek. Sivil toplumu yeniden dirilmiş, medyası özgür, gençleri talepkar yeni bir halk çıkacak karşılarına. ‘Yeni iktidar’ böyle bir halkı yönetmeye geliyor. İşi hiç kolay olmayacak…
Muhalefet seçimi kazanırsa Türkiye’ye akşamdan sabaha demokrasi gelmeyecek tabii. Kurumlar birden tıkır tıkır işlemeye başlamayacak. Ekonomik sorunlar hemen çözülmeyecek ama en azından bir süre bunların olacağı umuduyla yaşayacağız. Karanlık, kör bir kuyunun kapağını kapatmış olacağız.
Bir iktidar değişikliği AKP’ye de iyi gelecek. 20 yıllık bir iktidar döneminin ardından muhalefette kalmak AKP’yi de yenileyecek, onu yeniden bir siyasi parti haline getirecek. AKP çok uzun süredir bir siyasi parti olma özelliğini kaybetti, başka bir şey oldu. Muhalefete düştüğünde gerçek anlamda bir siyasi parti olmaktan başka bir varoluş biçimi kalmayacak AKP için. Ayakta kalan unsurlarıyla yeniden siyaset yapmayı deneyecekler. Yeniden halk diyecekler, özgürlük, adalet diyecekler. Bir zamanlar AKP’den kopanların dilinden düşürmediği tabirle ‘fabrika ayarları’na dönecekler hemen.
Muhalefetteki AKP’nin öyle ‘yerli ve milli’ nutuklar atmasını da beklemeyin. Yeniden küreselci olacaklar, Kürt sorununa sahip çıkacaklar, demokrasiden, insan haklarından söz edecekler.
Nasıl olacak böyle bir dönüş?
Olur, AKP’nin İslamcı elitleri dünyanın en pragmatist insanları. İlm-i siyaseti iyi bilirler. Söylemleri ile güçleri arasında müthiş bir bağlantı vardır. Güçleri yoksa hak ve hukuk dilenirler, güçlendiklerinde hak yer, hukuk katlederler. Muhalefete düşen AKP yeniden dünyanın en özgürlükçü, en demokrat, en halkçı, en uzlaşmacı partisi oluverir. Kim inanır? Ayrı konu. İslamcı gelenekten gelen bu elitler muhalefette bambaşka bir kimliğe bürünür.
Dolayısıyla, muhalefet iyidir. İnsanlara hak, hukuk öğretir. Zorbalara bile… Muhalefet AKP’ye de iyi gelecek. Göklerden yeniden yere inecek, halka karışacak, demokrasi, özgürlük, insan hakları talep edecek. Veren değil alan olduklarında çok ‘talepkar’ göreceğiz AKP’lileri muhalefette. İyi de olacak bu talepkarlıkları, ‘yeni iktidar’ın demokrasi ve özgürlük vaatlerinin takipçileri olacak, onları denetleyecek, memlekete belki de iktidarlarından daha çok yararları olacak. Bütün bunlar Türkiye için birer ‘kazanım.’
En büyük kazanım ise otoriter bir rejimi sandıkta devirmeyi başarmış bir halkın özgüveniyle yüzüncü yılında cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırmak olacak.
Apsny News