Rönesans Rezidans: ‘Cennet’ cehennem doğurdu
Financial Times, Türkiye’yi sarsan depremlerde çok sayıda insana mezar olan Hatay’daki Rönesans Rezidans hakkında bir analiz yazısı yayımladı. 12 yıl önce ‘cennetten bir köşe’ sloganıyla pazarlanan Hatay’daki lüks rezidansın, ‘Türkiye’nin çürümüş inşaat sisteminin bir sembolü olduğu’ vurgulandı.
FT’de yer alan kapsamlı analiz yazısı şöyle:
2011’in sıcak bir yaz gününde, devlet görevlileri ‘cennetten bir köşe’ için temel atma töreninde toplandı. Eski zeytinlikten, Antakya’nın kenar mahallelerini gözde bir metropole çevirecek lüks bir bina yükselecekti.
Törendekiler arasında dönemin adalet bakanı, Hatay valisi, belediye başkanı ve üst düzey bir emniyet görevlisi de bulunuyordu. Yapının müteahhidi, lüks yaşam ve inşaat kalitesi açısından bölgeye örnek olacak ‘özel bir proje’ diye övünüyordu.
Ancak 12 yıl sonra 249 daireli ve yüzle havuzlu devasa Rönesans Rezidans yerle bir oldu. Yüzlerce bina sakini enkaz altında kaldı.
Bölgeye örnek olması beklenen Rönesans Rezidans, Türkiye’nin inşaat sektöründeki çürümüşlüğün sembolü oldu.
12 katlı binanın depremde yan yatma sebebini tam olarak anlayabilmek için detaylı adli çalışma gerekiyor. Dört yapı ve deprem mühendisi, binanın mimari planını, inşaat ve enkaz görüntülerini inceleyerek yıkıma olası açıklamalar getirdi. Bu tür incelemeler, ülke çapında bir hesaplaşmanın ilk adımları.
Rönesans Rezidans yüzme havuzu, mağazaları ve 5 yıldızlı bir otelin ortak alanlarını içeren 12 katlı üç apartman bloğundan oluşuyor. Öyle ki proje, ‘rezidans yaşam projesi’ olarak satışa sunuldu.
Hatayspor’un Ganalı futbolcusu Christian Atsu da bina sakinlerindendi. Depremden bir gün önceki maçta, 97. dakikada attığı golle galibiyeti getirmişti. 12 gün sonra ise enkazdan ölü bedeni çıkarıldı. Bir milli hentbolcu, bir bankacı, bir psikiyatr, bir avukat, bir polis, bir dişçi ve onlarca çocuk Atsu’yla aynı kaderi paylaştı. Bina sakinlerinin listesini gören biri, rezidansın tahminen 750 can aldığını belirtti.
Türkiye’de öfkenin adresi, insanlara mezar olan binaları diken müteahhitler, mühendisler ve mimarlar oldu. Polis 180’den fazlasını tutukladı, yüzlercesi hala aranıyor. Bir müteahhit tekneyle kaçmaya çalışırken yakalandı, en az üçü ise havalimanında tutuklandı.
Bu müteahhitlerden biri Rönesans Rezidans’ı inşaa eden Antis Yapı’nın kurucusu Mehmet Yaşar Çoşkun. Depremden günler sonra İstanbul Havalimanı’nda aile şirketinin ofislerinin bulunduğu Montenegro’ya kaçmaya çalışırken tutuklandı.
‘Neden yıkıldı bilmiyorum’
Coşkun polislere, ‘Rönesans Rezidans’ın neden yıkıldığını bilmediğini’ söyledi. Binanın zemin etüdünün ‘sağlam’ olduğunu, yapımında betonarme kullanıldığını ve yönetmeliklere uygun inşa edildiğini belirtti. Avukatı Kübra Kalkan Çolakoğlu ise polise verdiği ifadenin medya tarafından çarpıtılmasından şikayetçiydi. Bu yüzden müvekkili hakkında karar çıkana kadar konuşmayacağını söyledi. Antis Yapı ise telefonlara cevap vermedi.
Rezidansın tasarımına ilişkin endişeler daha önce de bildirilmişti. Abisini ve yeğenini Rönesans Rezidans’ın enkazında kaybeden Ferit Şahin, 2016’da Antis Yapı’ya dava açmıştı. Şirketi güvenlik ihlallerinden sorumlu tutmuştu, çünkü binada ne deprem sığınağı vardı ne de acil durum araçları için uygun geçiş. Ancak Yaşar Coşkun’un şirketi suçlamaları reddetti. Bina sakini Ferit Şahin ise Rönesans Rezidans’ta sorun bulamayan uzmanları Coşkun’un bizzat çağırdığını söyledi.
Şahin ailesi depremden çok önce binanın güvenliğini sorgulasa da depremde yerle bir olabileceğini tahmin etmedi: “Antakya’nın en prestijli binalarındandı, hiçbirimiz yerle bir olabileceğini düşünmezdik.”
Şahin ailesi annelerinden kalan zeytinliğin bir kısmını imara açmaya karar verdiğinde, eski Antakya Mimarlar Odası Başkanı, müteahhit Mehmet Yaşar Coşkun’a gitti. Aile, arazi karşılığında 90 daire aldı, daha sonra çoğunu satıp gitti. 55 yaşındaki Şahin Şahin, Rönesans Rezidans’ta yaşamaya devam etti. Şahin ailesi, “Proje için en profesyonel ekibi bulduğumuzu düşündük, güvendik. Çok yanılmışız” diyor.
Gökhan Şahin, enkazda kalan abisi ve yeğeninin son saatlerini düşünüp durdu: “En acısı da nasıl öldüklerini bilememek. Ya ilk günlerde enkazın altında çaresizce, hiçbir zaman gelmeyecek o yardımı umutla beklemişlerse…”
Yıkılma şekli dikkat çekici
İnşaat mühendisleri ve deprem uzmanları, Rönesans Rezidans’ın yıkılma sebebini net olarak söyleyebilmek için erken diyor. Yine de şurası kesin ki bu tür yeni binalar 7.8 büyüklüğünde depremde yıkılmamalıydı.
İstanbul Teknik Üniversitesi Yapı ve Deprem Mühendisliği Profesörü Oğuz Cem Çelik, “Binalarımız bu sarsıntılara karşı dirençli olmalı. Binanın hasar alması başka yıkılması başka. Sarsıntı şiddeti fark etmez, binalarımız asla yıkılmamalı” dedi.
Bilkent Üniversitesi Yapı İşleri Teknik Daire Başkanı Mevlüt Kahraman ise yerel ölçümlere göre Rönesans Rezidans’taki sarsıntının yönetmelikteki maksimum kuvvete ulaştığını söyledi. Ancak sarsıntı ne kadar kuvvetli olsa da rezidans, acil çıkışı bulunacak biçimde tasarlanmalıydı.
Rezidansın yıkılma şekli de dikkat çekti. Oğuz Cem Çelik, Rönesans Rezidans gibi yeni ve devasa binaların yan yatarak çökmesine nadir rastladıklarını belirtti. Bu tamamen mimari bir çalışmada ve yapı mühendisliğinde eksikliği işaret ediyor.
Antis Yapı’nın kurucusu Mehmet Yaşar’ın kardeşi ve inşaat mühendisi Yalçın Coşkun, güneye bakan daire sayısını artırmak için üç apartman bloğunu bitişik tasarladığını belirtti.
İngiliz Yapı Mühendisi Jane Wernick, binanın ince ve dikdörtgen şeklinin risk yarattığını vurguladı: “Bina kabaca 134 metre uzunluğunda ve 17 metre genişliğinde, yani uzunluk-genişlik oranı yaklaşık 8:1.”
Böylesine bir oranın, binanın inşa edileceği alanda detaylı analitik çalışma gerektirdiğini de söyledi: “Hele hele binayı deprem bölgesine dikiyorsanız bu çalışma şart.”
Mevlüt Kahraman, deprem bölgesindeki binalarda simetrinin önemini vurguladı: “Kare binalar daha dayanıklı oluyor. Ayrıca uzun binalar depremin yıkıcılığına karşı daha savunmasız. Mesela dikdörtgen Rönesans Rezidans’ın nispeten kısa bölümü yıkılmadı.”
Rönesans Rezidans’ın inşa edildiği toprağın yapısı da bir o kadar önemli. Nitekim binanın ayakta kalabilmesinde belirleyici olan sarsıntı gücünün iletimi, büyük ölçüde toprağın yapısına bağlı.
Mühendisler, yeni bina tasarlarken bir simülasyonla olası bir depremin yeryüzünde yaratacağı sarsıntıyı ölçer. Daha sonra bu bulguları binanın temel tasarımında kullanır.
Jane Wernick, “Sarsıntı şiddetini toprağın sertliği belirler. Toprağı inceleyen mühendisler depremde nasıl bir yatay kuvvetin ortaya çıkacağını bilir, binayı buna göre tasarlar” dedi.
Rönesans Rezidans’ın yıkılmasına şahit olan bir güvenlik görevlisi, 65 saniyelik sarsıntının 40’ıncı saniyesinde rezidansın yerle bir olduğunu söyledi.
Yıkıma ilişkin adli soruşturma yer altında ne olduğunu da değerlendirecek. İnşaat Mühendisi Alessandro Margenelli, bir başka kusurun bina dengesini sağlamak amacıyla yerin 15-20 metre altına yerleştirilen kazıklarda olabileceğini vurguladı.
Binada kullanılan malzeme de çok önemli. Büyük binalarda betona genelde takviye çelik çubuk entegre edilir. Bu malzeme sayesinde binalar, temelleri üzerinde yıkılmadan sallanabilir. Beton, sıkıştırma kuvvetlerine karşı dirençli bir malzeme, fakat çekme kuvvetlerine karşı zayıf. Burada takviye çelik çubuklar devreye girerek bina sallanırken oluşan çekme kuvvetlerini sönümlüyor.
Yumuşak kat sorunu
Kahraman, Rönesans Rezidans’ın diğer katlara kıyasla daha uzun alt kısmını işaret etti. Bu orantısızlığın bir katın diğerlerine göre daha esnek ve depreme dayanıksız olduğu ‘yumuşak kat‘ sorununa yol açabileceğini belirtti: “Böylece o kat depreme kolay yenilir.”
Depremzede ailelerle çalışan Avukat Cesim Parlak, Yaşar Coşkun’u doğrulayarak, Rönesans Rezidans için detaylı analizler gerektiğini söyledi: “Enkaz kaldırılmadan evvel çelik analizi gibi teknik kanıtların toplanmasına öncelik verilmeli.”
Bu analizler gelecek davalar için de önemli. Eğer tüm inşaat malzemeleri yönetmeliklere uygunsa, proje için uygunsuz alanda imar izni ve yapı ruhsatı veren yetkililer sorumlu tutulacak.
Parlak, “Sadece müteahhitleri sorumlu tutmak aynı felaketin tekrarına neden olur” dedi.
20 yılda inşaat sektörü şişti
Dünya Bankası’nın 2021 verilerine göre, Türkiye’de güvenlik standartlarına uymayan yaklaşık 6.7 milyon konut bir an önce güçlendirilmeli ya da yeniden yapılmalı. Tabii bu 465 milyar doların gözden çıkarılması anlamına geliyor. İki senede söz konusu konutların sadece yüzde 4’ü işlem gördü.
Erdoğan’ın 20 yıllık iktidarında inşaat sektörü şişti. Ancak Erdoğan yönetmelikleri uygulamada sınıfta kaldı, 2018’de imar affı çıkardı. Tüm bunlar halkı öfkelendirirken, CHP deprem bölgelerindeki belediyeleri denetlemek için soruşturma açacağını söyledi.
Rönesans Rezidans’ın temel atma törenine katılan Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş ise depremin başından beri Yaşar Coşkun’u savunmakla meşgul. Show TV’ye konuşan Savaş, Yaşar Coşkun’un inşaattan iyi anlayan bir idealist olduğunu söyledi. Dahası, Rönesans Rezidans’ın yapı ruhsatını belediyesinin verdiğini belirterek, topu ilçe yönetimlerine attı, “Depremi sadece Rönesans Rezidans üzerinden tartışmak yanlış. Sonuçta sadece yeni binalar yıkılmadı” diye ekledi.
Yıkılan yeni binaların tasarım ve inşa kalitesi soruşturulmalı
Rönesans Rezidans için kapsamlı soruşturma yeni başlıyor. Ancak adli sürecin uzayacağı kesin.
Parlak, depremden birkaç gün sonra, imar izinlerinin ve denetim raporlarının bulunduğu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı binalarının yetkililer tarafından yıkıldığını söyledi.
Nihayetinde avukatlar yıkımı durdurmak için mahkeme kararı çıkarsa da raporların büyük kısmı kayboldu.
Ankara Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin araştırmasına göre, Hatay’da hasar gören binaların çoğu 2000’den önce inşa edildi. Yönetmelikler ise 1999 depreminden sonra daha sıkı uygulanmaya başlandı.
2000’den sonra yapılan 2013’te biten Rönesans Rezidans da dahil, bini aşkın yapı depremde yerle bir oldu ya da ciddi hasar gördü. Araştırmacılar, “Yıkılan yeni binaların tasarım ve inşa kalitesine ilişkin soruşturma başlatılmalı” diyor.
‘Cennetten bir köşe’ diye sattılar
Ailelerin Rönesans Rezidans’ın enkazında kalan 80’den fazla yakını için arayış sürüyor. DNA örneklerinden çıkacak sonuçları bekliyorlar.
Enkazdaki ailesinin başında boşa çıkacak umutlarla 8 gün nöbet tutan Suphi şöyle isyan etmişti: “Bu evleri ‘cennetten bir köşe’ diye sattılar bize. Ne oldu şimdi; ailemin mezarı. Biz iyi bir yerde yaşayalım diye gelmiştik ama depremden kaçamadık.”
Çeviren: EMRE ZOR
Rönesans Rezidans’ın müteahhidi yıllarca mimarlar odası başkanlığı yapmış
Apsny News