Politika

SGK, Covid-19’dan ölen doktorun kızlarına bağlanan maaşı geri istedi


Editöre not:

Bu haber Diken’in özel haberidir. Kısaltıp kaynak belirtmek ve bağlantı vermek koşuluyla kullanılabilir. Lütfen emeğe saygı gösterin, ‘kopyala yapıştır’ yapmayın.

MESUDE ERŞAN


@mesudersan

[email protected]

Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde çalışırken hastasından aldığı Covid-19 enfeksiyonu nedeniyle ölen Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ümit Ergenoğlu’nun iki kızına bağlanan maaş kesildi ve iki yıllık ödemenin geri iadesi istendi.

Fotoğraf: AA

15 Mart 2021’de Covid-19’dan vefat eden Ergenoğlu’nun, eski eşi ve kızlarının annesi Aslı Sungur’un başvurusu üzerine, Rehberlik ve Teftiş İstanbul 2 No’lu Grup Başkanlığı’nın raporuyla enfeksiyon ‘meslek hastalığı’ sayılmıştı. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) geride kalan kızlarına tazminat ödedi ve buna göre maaş bağladı.

Şimdi 16 ve 18 yaşındaki kızları iyi yıl bolunca maaşlarını aldı. Ancak 1,5 ay önce Esenyurt Sosyal Güvenlik Merkezi’nden aranan Sungur’a, kızlarının gelirin kesileceği ancak buna itiraz edebileceği bildirildi. Geçen ay da maaşları yatmadı. Geçen iki yılda ödenen 400 bin lira üzerindeki tutarın toplu istenebileceğine dair sözlü bilgilendirme yapıldı.

Sungur itiraz dilekçesini verirken, bir garabetle karşı karşıya olduğunu anladı. Eski eşi Biruni Üniversitesi’nde akademisyen olarak çalışıyordu. Aynı zamanda üniversitenin tıp fakültesinin uygulama hastanesinde hekim yetiştiriyor ve hastalara bakıyordu. Ergenoğlu koronavirüse maruz kaldığı sırada işyerinde hem öğretim üyesi olarak hem de hekimlik hizmet alım sözleşmesiyle çalışıyordu.

Hemen tüm özel hastaneler gibi Biruni Hastanesi de yasal ve ekonomik yükümlülüklerinden kaçmak için, Ergenoğlu’nu kadrosuna almak yerine şirket kurdurmuş, ondan hizmet satın alıyordu. SGK, Ergenoğlu’nun meslek hastalığının da hizmet alımı sözleşmesiyle çalıştığı sırada (hastanede) oluştuğu, bu nedenle gelir bağlanamayacağını belirtti.

Aslı Sungur

SGK’nın bu itirazı kabul edilince de Ergenoğlu’nun kızlarına, meslek hastalığından ölmeye bağlı ödeme durduruldu, sadece emekli maaşının yüzde 80’i ödendi.

‘Vefatından sonra şirketi ben kapadım’

Sungur, “Ben de bir devlet memuruyum ve iki kızıma tek başına bakıyorum. Babalarının vefatından sonra şirketi ben kapadım. Kapatırken de ciddi maddi yükün altına girdim. Ama o zaman ne olduğunu hiç sorgulamadım. Vefatın travmasıyla ne söyleniyorsa yaptım. Meğer o şirket, bu şirketmiş. Maaşlarının kesilmesi kızların endişelenmesine neden oldu. Okullarına devam edip edemeyeceklerini düşünüyorlar” diye konuştu.

Ergenoğlu’nun vefatından sonra, basın mensuplarını da davet ederek hastanede anma toplantısı düzenleyen üniversite, Sungur ve kızlarından ilgisini esirgedi. Aramadı ve sormadı.

Sungur avukatı ile SGK’nın söz konusunu kararına itiraz etti.

İstanbul Tabip Odası (İTO) Sungur’a destek çıktı. Bugün odada düzenlenen basın toplantısında İTO Başkanı Prof. Dr. Nergis Erdoğan, “Üniversidede öğretim görevlisi, üniversitenin hastanesinde başka bir statüdeymiş gibi çalışıyor. Vehameti burada. Bu haksızlığın, ucube uygulamaların ortadan kalkması için elimizden geleni yapacağız” dedi.

‘Özel hastanede çalışmak başlı başına risk faktörü’

İTO Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Cegerğun Polat, bu yanlıştan bir önce dönülmesi ve Ergenoğlu’nun yakınlarına haklarının iade edilmesi çağrısı yaptı: Aynı kurumun çatısı altında iki farklı hukuk oluşturan Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi, ücretlendirmede daha az vergi ödeme ve yükümlülüklerden kaçmanın bedelini meslektaşlarımız ve ailelerine ödetiyor. Sağlık Bakanlığı ise ilk elden bu suç ortaklığını yürütüyor. Vergi oranı tartışmaları ile mevcut usulsüzlükler, yasal kılıflara sokulmaya çalışılıyor. Mesleğimiz ve meslektaşlarımız için bu mücadelemizi gerek yasal, gerek meşru alanlarda sürdürmeye devam edeceğiz.”

Özel sağlık kuruluşlarında çalışma şekilleri son 20 yılda büyük değişimler geçirdiğini aktaran Polat, şöyle devam etti: “Özel sağlık sermayesinin vergi kaçırma, maliyetleri düşürme ve ekonomik riskleri hekimlere yükleme eğilimi önemli bir güvencesizlik ve geleceksizlik ortamı yarattı. Serbest meslek erbabı olarak değerlendirilen hekim emeği, fatura karşılığı hizmet alımı yapan özel sağlık sermayesi tarafından sömürülüyor. Hekime, alacağı ücret için ticari bir şirket kurdurularak fatura ya da serbest meslek makbuzu kestiriliyor. Hekim, hastanede Sağlık Bakanlığının belirlediği bir kadroya binaen mesai ile çalışmasına, izin ve diğer kuralları hastanenin belirlediği koşullarda sürdürmesine rağmen SGK ve resmi mali yükümlülükler açısından serbest çalışan olarak görülüyor.”

Öte yandan, Türk Tabipleri Birliğinin (TTB) 2022’de hazırladığı rapora göre, Covid-19’a bağlı ölümlerin yüzde 34,0’ü hekimlerde, yüzde 13,4’ü eczacılarda ve yüzde 7,3’ü hemşire ve ebelerde oldu. Ölen hekimlerin yüzde 55,2’si, diş hekimlerinin yüzde 86,7’si ve eczacıların yüzde 98,5’i özel sağlık kurumlarında çalışıyordu. Polat, “Türkiye’de, özel sağlık kuruluşlarında hekim olmak Covid-19’dan ölüm için önemli bir risk faktörü. Özel hastanelerin yetersiz fiziksel koşulları, ağır çalışma şartları, güvencesizlik ve kuralsızlık hekimleri ölüme terk etti” diye konuştu.




Apsny News

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu