Yeşil Sol Parti milletvekili adayları: Kürt sorununu mecliste çözüm rayına oturtacağız

CANAN COŞKUN
[email protected]
@canancoskun
Yeşil Sol Parti İstanbul 2’nci bölge milletvekili adayları basın mensuplarıyla buluştu. Milletvekili adayları İlknur Birol, Hasan Cemal ve Cengiz Çiçek’in katıldığı toplantıda Kürt sorununun meclis çatısı altında rayına oturtulacağı mesajı verildi.

Gazetecilerin seçime kısa bir süre kalan peşi sıra tutuklanması gündemiyle açılan toplantıda ilk sözü İlknur Birol aldı. Birol, seçimleri ‘doğum sancısı’ olarak nitelediği konuşmasında, sistem değişikliğinin hedeflendiğini, toplumsal muhalefetin de üzerinde anlaşmasının mümkün olduğu bir yol haritasının mümkün olduğunu söyledi ve şöyle devam etti:
“Sistemin değişikliğinden yana olduğunu söyleyenlerin matematiksel bir ağırlık kazanarak, güç kazanarak başka bir kapı açmak ve sistemi restore ederek ilerlemek gibi bir yerde durduklarını ifade etmemiz lazım.”
‘Anahtar rolüyle mecliste olacağız’
Birol, seçim dönemine dezavantajlı girdiklerini söyleyerek “AKP-MHP iktidarının oluşturduğu bu faşist bloğun Türkiye’ye gri ve kara bir gömleği giydirmemesi için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Yeşil Sol Parti anahtar pozisyonuyla parlamentoda yer alacak. Biz kapıları açan anahtar olmaya gidiyoruz” dedi.
‘Taliban ittifakıyla karşı karşıyayız’
Birol, partisinin kadınlarla ilgili politikasının değişimin kurucusu olacağını söyleyerek şöyle devam etti:
“Demokratik bir değişim olacak, inşacı ve kurucu gücü kadınlar olacak. Bir Taliban ittifakıyla, tarihin en gerici ittifakıyla karşı karşıyayız. Bunun değiştirici ana gücü kadınlar olacak. İstanbul Sözleşmesi’ne, 6284 sayılı yasaya göz diken, iyileştirilmiş Afganistan hayali kuran, gerici erkek egemen ittifakın alacağı yenilgi kadınları daha aktif hale getirecek.”
Birol’dan sonra Hasan Cemal söz aldı. Cemal, şöyle konuştu:
“Kadınları Taliban rejimine mahkum eden, onları eve kapatmak isteyen zihniyete, gençlerin gelecek umudunu söndüren, yaşama sevincini çalan, gazetecileri özgürlükten yoksun kılan, üniversiteleri üniversite olmaktan çıkaran, eleştirel düşünceyi yok eden, siyasetçilere zindan yolunu açan, Selo’yu, Osman Kavala’yı, birçok değerli insanı zindana atan bir zihniyete, saray iktidarına, saray faşizmine 14 Mayıs sabahı oylarla son vereceğiz.
‘Öncelikleri sonralıkları karıştırmamak lazım’
14 Mayıs seçiminin herhangi bir seçim olmadığını söyleyen Cemal, ‘kader seçimi’, ‘medeniyet seçimi’ olarak adlandırılabileceğini belirtti. Uzlaşma ruhunun yükseldiğini söyleyen Cemal şunları söyledi:
“İttifak sürerse demokrasinin kapısı ancak böyle açılır. Uzlaşma ruhundan söz ederken bu ruhun gerektiği gibi idare edilmesi lazım. Hiçbir zaman önceliklerle sonralıkları karıştırmamak, en son söylenecek şeyi en önce söylememek lazım. En yakıcı Kürt sorununu da meclis çatısı altında çözüm rayına oturtabiliriz.”
Cengiz Çiçek de, 15 Mayıs’ın ‘ezilenlerin zaferi’ olacağını söyledi ve AKP’nin seçim videolarından bahsetti: “Zafere olan inancımı bunlar pekiştiriyor. Acizliklerini de görmek mümkün artık, AKP’nin savaş politikaları dışında satacağı bir şey yok. Bu bataklık, tarihsel hesaplaşma olmadan bir yönetim biçimi olarak karşımıza çıkıyor. Demokratik kuruculuğu benimseyen bir anlam biçiyoruz seçimlere.”
Gazetecilerin sorularını yanıtladılar
Milletvekili adayları, konuşmaların ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bazı soru ve cevaplar şöyle:
- Muhalefet ittifaklarındaki partilerin ülkenin yakıcı meselelerinde ortaklaşamadığı görülüyor. 14 Mayıs seçimleri muhalefetin zaferiyle sonuçlanırsa bu meselelerde -örneğin Kürt meselesinde çözümsüzlük yaşanması durumunda ittifak yapılarında değişim yaşanır mı?
İlknur Birol: Türkiye yeni bir ‘Güneş Motel olayı’ yaşamayabilir, ama başka senaryolara da açık bir zemin olduğunu söylemek lazım. Emek ve Özgürlük bloğunu yan yana getiren temel prensiplerden bir tanesi geçerliliğini koruyor. Temel ilkeleri koruduğu sürece devam ettirmek ve genişlemek prensibiyle yan yana gelmiş bir blok burası, o değişmeyecek. Dolayısıyla biz genişlemeye her zaman pozitif bakan, olumlu bakan bir yerde duruyoruz.
Şimdi senaryolardan bir tanesi bu gibi görünmekle birlikte, ikinci senaryo daha tehlikeli görünüyor. Yani iyileştirilmiş bir parlamenter rejim sözünü akdetmiş olan bir diğer ittifakta herhangi bir farklılaşma olduğunda, ağırlık merkezi değiştiğinde parlamentoda bu değişim süreci ne olur? Bu riskin bertaraf edilebileceğini sanıyorum. İçinde olmadığımız için konuşacağımız bir şey değil ama, sanırım görüşmüşlerdir. Bir de bahsedilen şey basitçe üç bakanlık, iki genel müdürlük değil. Siz bozulmuş idari yapıda yeniden bir şey düzenlemeyi öngörüyorsunuz, vaat ettiğiniz de vaaz ettiğiniz de bu. Seçimlere böyle girdiniz. Ben bir müddet bunun böyle yürüyeceğini düşünüyorum. İktidar bloğunun bu ataklarından vazgeçmeyeceğini ve hatta sistemde iyileştirmeye kısmi onay verme pozisyonunda ana ittifakın dağıtılması gibi müdahalelerde bulunma ihtimalinin ihtimal dışı olmadığını, ittifaklar arası geçiş tartışmasının da böyle bir müdahaleye verilecek refleks sonucu ortaya çıkabileceğini düşünenlerdenim.
‘Elimi taşın altına koymak için…’
Aynı soruya yanıt veren Hasan Cemal de her iki ittifakın ortaklaşmasına dair bir inançsızlık olduğunu ifade etti. Kürt sorununun Türkiye’nin en büyük sorunu olduğunu belirten Cemal, şöyle devam etti:
“Kim bunun üzerine yürüyecek? Bu adaletsizliği üzerine nasıl gideceğiz? Adaleti nasıl getireceğiz? ‘Bugüne kadar yapamadık, bundan sonra yapamayacağız’ demeyeceğiz. Ben elimi taşın altına koymak için 80 yaşında siyasete girdim. Türkiye’yi ‘tek adam’dan kurtarmak elbette yetmeyecek. Bundan sonra oturup konuşmak gerekir.”
Cemal, Kılıçdaroğlu’nun bir değişim yaşadığını söyleyerek her iki ittifakın bir araya gelerek, sorunları çözmesi gerektiğini söyledi.
‘Net bilgi: 25 aydır haber alamıyoruz’
- PKK lideri Abdullah Öcalan’ın tutulduğu İmralı’ya bir heyetin gönderildiğine dair tartışmaları basında yer aldı. Ahmet Türk de bu iddiayı doğruladı. Sizin değerlendirmeniz nedir? Bu görüşmenin içeriğini biliyor musunuz?
- Cengiz Çiçek: Biz avukatları olarak şu anda ne tür şartlarda yaşadığını dahi bilmezken, tam seçim arafesinde bu tartışmaların yapılması ve bu tartışmalara niyetli veya niyetsiz olarak girmemiz bu kumpas, gayri ahlaki siyasete alet olmak demektir. AKP’nin görüşme tartışmalarına girdiğimde taktirde yaratmak istedikleri algıya hizmet etmiş oluruz. 25 aydır haber alınamıyor. Muhatapları ailesi ve avukatlarıdır. Onlar da ‘haber yok’ diyorsa onları referans almak lazım. Bu iktidardan yasalar bağlamında kapılarının açılmasını talep etmemiz lazım. Bu konularda ne düşündüğünü öğrenmek istiyorsak bunun olması lazım. Görüşme olup olmadığını bilmiyoruz. Yapacağım her yorumundan AKP-MHP’ye yarayacağını düşünüyorum. Ama net bir bilgi var elimizde: 25 aydır kendisinden haber alınamıyor.
Apsny News