Politika

Ajandanıza not etmeniz gereken “Yeşil” günler!


Sürdürülebilirliği hayatımızın bir parçası haline getirmenin ne kadar önemli olduğundan sık sık bahsediyoruz. İşte sürdürülebilir bir dünya yaratmak için ilan edilmiş “yeşil günler” bu konudaki farkındalığımızı artıracak.

Dünyanın kaynaklarını hızla tüketerek canlılara ve ekosisteme geri dönüşü olmayan zararlar veriyoruz. Bu gidişatı tersine çevirmek ise hepimizin sorumluluğu. “Bu konuda üzerime düşeni yerine getirmek için elimden geleni yaparım” diyorsanız, yeşil günleri ajandanıza kaydederek başlayabilir ve bu günler hakkında farkındalık yaratacak adımlar atabilirsiniz. Çünkü biliyoruz ki atacağınız o ilk adım büyük bir değişime sebep olacak.

OCAK

Ocak ayının 2. haftası Enerji Tasarrufu Haftası

Enerji, yaşamımızı devam ettirebilmemiz için çok büyük bir önem taşıyor. Sadece evde kullandığımız elektronik cihazlar, ısınma kaynaklarımız ya da arabalarımız değil; sağlık kuruluşları, okullar, devlet daireleri, askeri tesisler ve daha birçok önemli yapı da enerji kaynakları sayesinde ayakta duruyor. Ancak bilimsel araştırmalar, günümüzde toplam karbondioksit salımının yaklaşık yüzde 80’inin enerji üretiminden ve tüketiminden kaynaklandığını ortaya koyuyor. Bu durum hem insan sağlığı hem de sürdürülebilir bir dünya yaratmak açısından büyük bir tehdit oluşturuyor. Her yıl Ocak ayının ikinci haftasında kutlanan Enerji Tasarrufu Haftası, çevreye duyarlı enerji kaynakların önemi ve var olan enerji kaynaklarının tasarruflu kullanılması konusunda farkındalık yaratmayı amaçlıyor.

ŞUBAT 2 Şubat – Dünya Sulak Alanlar Günü (World Wetlands Day)

Sadece sınırları içerisinde bulundukları ülkelerin değil tüm dünyanın doğal zenginliklerinden biri olan sulak alanlar, yeryüzünün en zengin ve üretken ekosistemlerini oluşturuyor. Dolayısıyla bir sulak alan tehlikeyle karşı karşı kaldığında, yalnızca gezegene değil çevresinde kurulmuş sosyal hayata da etki ediyor. Bu duruma dikkat çekmek adına 1997 yılından bu yana her yıl 2 Şubat tarihi, Dünya Sulak Alanlar Günü olarak belirlendi.

1971’de İran’ın Ramsar kentinde imzalanan Sulak Alanların Korunması Sözleşmesi’ne 1997 yılında imza atan ülkemizde; Sultan Sazlığı, Seyfe Gölü, Burdur Gölü, Manyas (Kuş) Gölü, Göksu Deltası, Akyatan Lagünü, Kızılırmak Deltası, Uluabat Gölü, Gediz Deltası, Yumurtalık Lagünü, Meke Gölü, Kızören Obruğu, Kuyucuk Gölü ve Nemrut Gölü olmak üzere 14 sulak alan sözleşme listesinde bulunuyor. Uluslararası öneme sahip bu alanlarla birlikte, Türkiye’de toplam 2.155.045 hektar alanı kaplayan, 135 sulak alana sahibiz.

27 Şubat – Uluslararası Kutup Ayıları Günü (International Polar Bear Day)

Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın (WWF) açıklamasına göre bugün doğal ortamında yaşayan kutup ayısı sayısı 31 binden az. Maalesef deniz ortamındaki zehirli kimyasallar, kirlilik, Kuzey Kutbu’nda artan petrol ve gaz araştırmaları gibi endüstriyel faaliyetler kutup ayılarının sağlığını ve geleceğini tehdit ediyor.

Üstelik, dünyanın en büyük etoburlarından biri olan kutup ayıları aç kaldıklarında, yiyecek aramak için yüzen buz parçalarının üzerine binip kilometrelerce uzağa giderek besin arıyor ve kutup ayılarının avlanmak, beslenmek ve dinlenmek için kullandıkları bu buz kütleleri, iklim krizi nedeniyle endişe verici bir hızla eriyor. İnsanlar ve iklim krizi nedeniyle, 27 Şubat nesli tükenme riski altında olan kutup ayılarına dikkat çekmek ve bu konuda kalıcı çözümler bulmak için seçildi.

MART 3 Mart – Dünya Yaban Hayatı Günü (World Wildlife Day)

Dünya Yaban Hayatı Günü, dünyamızdaki yabani bitki ve hayvan türlerine dikkat çekmek ve onları korumak adına atabileceğimiz adımlar konusunda farkındalık yaratmak için oluşturuldu. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, yaban hayatının özgün değerleri ve etrafında örülü yaşam ağının sürdürülebilir kalkınmaya ve insanların refahına sağladığı katkıya dikkat çekmek için 3 Mart’ı seçti. Bu tarih, 1973 yılında Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşmesi’nin (CITES) imzalandığı gün olması nedeniyle özel bir önem taşıyor. Hükümetlerarası iş birliğini güçlendiren bu sözleşme ile nesli tehlike altındaki türlerin uluslararası ticaretinin kontrol altında tutulması ve türlere yönelik suçların önlenmesi amaçlanıyor.

Ülkemizde nesli tükenmekte olan canlı sayısı gün geçtikçe artıyor ve şu an bu tür sayısı 179’a çıkmış durumda. Dolayısıyla bu konuda bilinçlenmek, sivil toplum kuruluşları ve hükümetlerle birlikte doğru adımları atmak büyük önem taşıyor.

18 Mart – Küresel Geri Dönüşüm Günü (Global Recycling Day)

Ülkemizde geri dönüştürülebilir atıkların sadece yüzde 20’si geri dönüştürülüyor. Bu oran, bütün atıkların yüzde 12’sini oluşturuyor. Araştırmalar; Türkiye’deki tüketicilerin yüzde 47’sinin cam malzemeleri, yüzde 41’inin plastik malzemeleri, yüzde 53’ünün karton, kağıt ve benzeri materyalleri ve yüzde 39’unun da elektronik eşyaları ve pilleri geri dönüşüme ayırdıklarını belirtiyor Bu sonuçlar, halkımızın son yıllarda geri dönüşüm konusunda bilinç kazandığını gösteriyor.

Dünya genelinde de geri dönüşüm, büyük önem taşıyor. Nüfus artışı, sanayi devrimi ve modern teknolojilerin gelişmesiyle birlikte artan tüketim, bize; atmosfere yayılan gazla, doğanın, suyun ve toprağın kirlenmesi olarak geri dönüyor. Bunu tam tersine çevirmek ve bu bilinci yaygınlaştırmak için ise her yıl 18 Mayıs tarihi Dünya Geri Dönüşüm Günü olarak belirlendi.

22 Mart – Dünya Su Günü (World Water Day)

Yerkürenin dörtte üçlük kısmı su olmasına rağmen, içilebilir su miktarı yüzde 1’den daha az. Üstelik kullanılabilir su miktarı ise yüzde 2,5 olarak ifade ediliyor. Yapılan araştırmalara göre dünya nüfusunun ortalama 1,6 milyarlık kısmı güvenli ve temiz su kaynaklarına erişimde sorun yaşıyor. Yaklaşık 4 milyar insan ise yılda en az 1 ay boyunca ciddi su kıtlığı çekiyor. Yani suyumuzu korumak yaşamı korumak anlamına geliyor.

Birleşmiş Milletler tarafından 22 Mart 1993 tarihinde kabul edilen karara göre 22 Mart Dünya Su Günü olarak ilan edildi ve her yıl bu tarihte, tüm dünyada gittikçe büyüyen temiz su sorununa dikkat çekiliyor. Her yıl farklı bir tema altında kutlanan bu günde, Birleşmiş Milletler, üyelerini içilebilir durumda olan su kaynaklarının korunması ile ilgili somut adımlar atmaları konusunda harekete geçirmeyi hedefliyor.

Mart ayının son Cumartesi günü – Dünya Saati (Earth Hour)

Dünya saati, her yıl mart ayının son Cumartesi günü olarak belirlendi ve Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın (WWF) girişimiyle organize ediliyor. Her yıl dünyanın 24 metropol kentinde bir saat elektrik kullanmama etkinliği gerçekleştiriliyor ve küresel iklim krizini durdurmak amacıyla, küresel ısınmayı durdurmamız gerektiğine vurgu yapılıyor.

2007 yılında düzenlenen etkinlikte sadece Sidney’de 2.200.000 kent sakini eyleme katıldı ve şehrin enerji harcaması bir saatliğine yüzde 10.2 azaldı. Bu sayı, 48 binden fazla otomobilin, bir saat boyunca trafikten çıkmasına denk geliyor. Eylem boyunca, Sidney şehrinin simgeleri olan liman köprüsü ve opera binasının elektrikleri de söndürüldü ve sadece ay ışığından yararlanıldı.

NİSAN

7 Nisan – Dünya Sağlık Günü (World Health Day)

Sağlığın insan hakkı olarak sayılmasının temeli 1948 yılı Dünya Sağlık Örgütü Anayasası’na dayanıyor. Dünya Sağlık Örgütü Anayasası’nın 7 Nisan tarihinde yürürlüğe girmesi Dünya Sağlık Günü’nün ortaya çıkmasına vesile oldu. 22 Temmuz 1946 tarihinde 61 ülkenin temsilcisi bu anayasaya imza atıyor ancak anayasanın yürürlüğe girmesi için en az 26 ülkenin resmen kabul etmesi gerekiyor. Bu süre zarfında, Dünya Sağlık Örgütü’nün görevlerini yürütmesi için bir ara komisyon seçiliyor ve tüm çalışmalar tamamlandıktan sonra, 7 Nisan 1948 tarihinde 26 ülkenin onayı ile yürürlüğe giriyor. O günden sonra her yıl 7 Nisan, Dünya Sağlık Günü olarak ilan edildi.

Dünya Sağlık Örgütü; tedavi, sağlık hizmetlerine erişim, riskli davranışlardan kaçınma, sağlığı koruma ve geliştirme konularına ekstra önem verilmesi gerektiğini belirtiyor ve özellikle gençlerin; bedenen, ruhen ve sosyal açıdan denge içinde olması gerektiği fikrini destekliyor.

22 Nisan – Dünya Günü (Earth Day)

Her yıl 22 Nisan günü, iklim krizi ve çevre kirliliği gibi konulara dikkat çekmek amacıyla Dünya Günü olarak belirlendi ve bu konular çerçevesinde, uluslararası düzeyde farkındalık yaratacak etkinlikler düzenleniyor. Fikir ilk olarak, John McConnell tarafından San Francisco’da 1969 yılında düzenlenen Ulusal UNESCO Dünya Konferansı’nda öneriliyor. John McConnell, Dünya Günü kutlamaları için tarih olarak, gece ve gündüzün eşit olduğu ekinoks zamanını seçiyor ancak daha sonra, çevre sorunlarına büyük bir kamuoyu ile tepki gösteren ilk hareket, Wisconsin Senatörü Gaylord Nelson’un desteği ile ve Denis Hayes’in organizatörlüğünde 22 Nisan 1970 günü ilk Dünya Günü kutlamaları olarak tarihe geçiyor.

Bu kutlamalara yaklaşık 20 milyon kişi katılıyor ve çevre sorunlarına dikkat çekilerek ABD’nin ilk “Temiz Hava Yasası” ve “Temiz Su Yasaları” hazırlanıyor.

MAYIS

14 Mayıs – Dünya Çiftçiler Günü (World Farmers Day)

İnsanlığın gelişimindeki rolü tartışılmayan çiftçiler hem gıdamızı üretiyor hem de doğayla iç içe bir yaşam sürüyor. Ülkemizde Türkiye Ziraat Odaları Birliği çatısı altında toplanan çiftçiler, dünyada ise Uluslararası Tarım Üreticileri Federasyonu’na bağlı olarak faaliyet gösteriyor. Uluslararası Federasyon’un kuruluş tarihi olan 14 Mayıs 1984’ten bu yana, kuruluşa üye tüm ülkelerde, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü olarak kutlanıyor.

Koronavirüs (Covid-19) salgını ve Ukrayna-Rusya Savaşı sonrasında, dünyada gıda tedarikinin ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkarken, ileride gıda savaşları yaşanacağı senaryoları yazılıyor. Dolayısıyla yüksek nüfuslu ülkeler, tarım arazilerinin korunması noktasında ilerici kararlar alıyor. En yüksek çiftçi sayılarına ve en yüksek üretime sahip ülkelerin başında ise Çin ve ABD geliyor.

20 Mayıs – Dünya Arı Günü (World Bee Day)

Dünya nüfusunu besleyen bitkisel ürünlerin her beşinden dördünün tozlaşmasını, yüzde 90 oranında arılar sağlıyor. Arıların yok olması, birçok çiçekli bitki türünün de ölmesi anlamına geliyor. İşte bu nedenle, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 20 Aralık 2017 tarihinde aldığı kararla, 20 Mayıs Dünya Arı Günü olarak ilan etti. Milyonlarca yıldır süregelen varlığı ile doğaya ve insanlara pek çok fayda sağlayan arıların, Dünya Arı Günü dolayısıyla, dünyamız adına taşıdığı önem konusunda bir farkındalık yaratmak amaçlanıyor.

22 Mayıs – Dünya Biyoçeşitlilik Günü (International Day For Biological Diversity)

Özellikle sürdürülebilir kalkınma ve gelişme kavramları üzerine odaklanan Dünya Biyoçeşitlilik Günü; hayvan, bitki, mikroorganizma çeşitliliği ve bunların ekosistemlerinin ötesine geçip; insanların, gıda, güvenlik, barınma, ilaç, sağlıklı ve temiz bir çevrede yaşama haklarını da dikkate alarak sürdürülebilirliği daha geniş bir perspektiften ele alıyor.

Uluslararası Biyoçeşitlilik Anlaşması, 1992 yılında Brezilya’nın Rio de Janerio kentinde düzenlenen Yeryüzü Zirvesi’nde 150 ülke tarafından imzalandı ve anlaşma, 4 Temmuz 1993’e kadar imzaya açık tutuldu. Anlaşmaya katılan ülke sayısı bu tarih itibarı ile 168’e ulaştı ve 29 Aralık 1993’de ise Birleşmiş Genel Kurulu’nda görüşülerek yürürlüğe girdi. Türkiye ise 14 Mayıs 1997’de anlaşmayı onaylayarak taraf ülkeler arasına katıldı.

HAZİRAN

5 Haziran – Dünya Çevre Günü (World Environment Day)

1972 yılında İsveç’in Stockholm kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı’ndan bu yana, 5 Haziran tüm dünyada “Çevre Günü” olarak ilan edildi.

Sanayileşme ve ekonomik büyüme ile birlikte insanoğlunun doğa üzerindeki müdahalesinin artması çok ciddi çevre problemlerine neden oldu. Dünyamızın doğal kaynakları için geri dönüşü olmayan kritik eşiğe yaklaşmakta olduğunu da düşündüğümüzde, sürdürülebilir bir dünya ve çevre için hem bireysel hem de toplumsal olarak kalıcı adımlar atmak ve önlemler almak büyük önem taşıyor. Dünya Çevre Günü bu farkındalığı yaratmak ve bu amaç uğruna adımlar atmak için takvimlerimizde yer alıyor.

17 Haziran – Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü (World Day to Combat Desertification and Drought)

Dünya Meteoroloji Organizasyonu; 2022-2026 yılı arasında tahminlerinde, yıllık ortalama küresel yüzeye yakın sıcaklığın, sanayi öncesi seviyelerden 1,1 ile 1,7 derece arasında daha yüksek olacağını saptadı. Yüzey sıcaklıklarının artması ise biyoçeşitliliğin azalması ve canlı çeşitliliğin yok olması anlamına geliyor. Sıcaklıklarda artışlar; orman yangını riskini artırıyor, orman ve bitki örtüsünü, toprağın su tutma kapasitesini azaltıyor. Suya ulaşımın azalması ise beraberinde; açlık, zorunlu göç ve çatışmalara zemin hazırlıyor.

Tüm bu gidişata dikkat çekmek amacıyla Birleşmiş Milletler Genel Kurulu; Aralık 1994 yılının 17 Haziran gününü, Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü olarak ilan ediyor. Her yıl 17 Haziran gününde, kademeli olarak biyoçeşitliliği ve canlı çeşitliliğini azaltan bu felaketin, karşısında durabilmek için atacağımız adımlar konusunda insanları bilinçlendirmek hedefleniyor.

TEMMUZ

11 Temmuz – Dünya Nüfus Günü (World Population Day)

Dünya nüfusu, yüz binlerce yıl içinde 1 milyara ulaştı. Ancak yaklaşık 200 yıl içinde ise yedi kat büyüdü ve 2011’de küresel nüfus 7,9 milyara ulaştı. Bu sayının 2030’da 8,5 milyara, 2050’de 9,7 milyara ve 2100’de 10,9 milyara ulaşması bekleniyor. Yakın geçmişte doğurganlık hızlarında ve yaşam beklentisinde de büyük değişiklikler görüldü. 1970’lerin başında, kadınların ortalama 4,5 çocuğu varken 2015 yılına kadar dünya için toplam doğurganlık kadın başına 2,5 çocuğun altına düştü. Ancak buna zıt bir şekilde ortalama küresel yaşam süreleri 1990’ların başındaki 64,6 yıldan 2019’da 72,6 yıla yükseldi. Kısaca daha az doğum yapılsa da dünya çok kalabalık ve yaşam sürelerimiz gittikçe uzuyor. Üstelik artan nüfus, beraberinde şehirleşmeyi de getiriyor. 2007, kentsel alanlarda kırsal alanlardan daha fazla insanın yaşadığı ilk yıldı ve 2050 yılına kadar dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 66’sının şehirlerde yaşayacağı öngörülüyor. Bu durum da beraberinde daha fazla tüketimi ve kirliliği getiriyor.

1989 yılında dünya nüfusunun 5 milyar insana ulaştığı tarih olan “11 Temmuz 1987” tarihi Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından, nüfus ve kalkınma konularında farkındalık oluşturmak amacıyla kutlanıyor.

AĞUSTOS

12 Ağustos – Dünya Fil Günü (World Elephant Day)

Dünya üzerindeki en büyük karasal memeliler arasında yer alan filler, ekolojik dengenin sağlanmasında önemli rol oynuyor. Beslenme alışkanlıklarıyla bitki örtüsünün şekillenmesine katkıda bulunan filler, yaşadıkları bölgelerdeki diğer canlı türlerinin hayatta kalmasına da yardımcı oluyor. Ancak ormanların yok olması, habitat kaybı ve yasa dışı avcılık, fil dişi ticareti gibi acımasız faaliyetler, fillerin yaşamını tehdit ediyor. Uluslararası Doğayı Koruma Birliği’nin (IUCN) “Tehdit Altındaki Türler Kırmızı Listesi”nde yer alan fillerin azalan popülasyonuna dikkati çekmek amacıyla 2012 yılından itibaren 12 Ağustos, Dünya Fil Günü olarak biliniyor.

Dünya Fil Günü’nde, bu büyük, sevimli memelinin ve yaşam alanlarının sürdürülebilir bir şekilde korunması üzerine farkındalık oluşturmayı amaçlayan etkinlikler düzenleniyor.

EYLÜL

21 Eylül – Sıfır Emisyon Günü (Zero Emission Day)

Fosil yakıtların, gezegenimizin ısınmasındaki büyük rolü tartışılmaz. İşte bu nedenle Kanada’nın Nova Scotia eyaletinde fosil yakıtların kullanımını minimize etmek amacıyla 21 Eylül 2008 tarihinde tasarlanan “Sıfır Emisyon Günü”, dünyanın mevcut durumu, onu bu durumdan korumak için ne yaptığımız ve gelecekte daha neler yapmamız gerektiğini düşündürüyor. Sıfır Emisyon Günü’nde, bir gün boyunca sera gazına neden olacak tüm aksiyonları durdurmak hedefleniyor. Ayrıca,net sıfır karbondioksit emisyonu hedefine ulaşmak için farkındalık yaratmak amaçlanıyor. Çünkü şimdi bu adımları attığımızda, belki gezegenimizdeki ısınmayı 2 derece ile sınırlandırabileceğiz.

25 Eylül – Küresel İklim Eylem Günü (Global Day of Climate Action)

Küresel İklim Eylemi Günü, 25 Eylül 2005’ten bu yana düzenleniyor ve o tarihten itibaren dünyanın dört bir yanındaki; aktivistler, sivil toplum kuruluşları ve hükümetler bir araya gelerek iklim krizine dikkat çekiyor ve çözümleri için fikir yürütüyor. Bu hareket sayesinde dünya liderleri, ulusal ve yerel hükümetler, iş dünyasının önde gelen isimleri, sürdürülebilir bir dünya yaratmak için hangi adımları atabileceklerini tartışıyorlar.

26 Eylül – Dünya Çevre Sağlığı Günü (World Environmental Health Day)

Günümüzde çevre sağlığı, insan ve diğer canlıların sağlığını doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen fiziksel, kimyasal, biyolojik, sosyal ve psikolojik etkenlerin belirlenmesi ve kontrol altına alınması şeklinde tanımlanıyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, küresel ölümlerin yüzde 24’ ü (13,7 milyon) çevreyle bağlantılı ve birçok çevre sağlığı sorunu çevre kirliliğinin önlenmesiyle ortadan kaldırılabilir. İşte, Dünya Çevre Sağlığı Günü de her yıl farklı bir tema altında bu soruna dikkat çekiyor.

EKİM

3-4 Ekim – Dünya Yürüyüş Günü (World Walking Day)

TBSA 2017 verilerine göre günlük oturarak ya da uzanarak harcanan zaman 15 yaş üzeri erkek için 384,5 dakika yani 6.4 saat, kadın için ise 374,1 dakika yani 6.2 saat ve toplamda 6.3 saate denk gelen 379.3 dakikadır. Günlük oturarak ya da uzanarak harcanan zaman ise 19 yaş üzeri erkek için 376,7 dakika yani 6.3 saat; kadınlar için 363,7 dakika 6 saat ve toplam 6 saate denk gelen 370.2 dakikadır.

Uluslararası Herkes İçin Spor Federasyonu (TAFISA) tarafından 1991 yılında başlatılan Dünya Yürüyüş Günü de bize fiziksel olarak aktif olmanın hem kendimizin hem de gezegenin sağlığı için ne kadar önemli olduğunu vurgulayan bir gün olarak öne çıkıyor. Fiziksel olarak aktif olmak sağlıklı bir yaşamı beraberinde getirirken daha az tüketim daha fazla üretim anlamına da geliyor.

4 Ekim – Dünya Hayvanlar Günü (World Animal Day)

Bugün dünyamızda 7 milyar insan yaşıyor ve bu rakamın 2050’de 10 milyara ulaşacağı öngörülüyor. Ancak gezegende yaşayan diğer canlılar için bu artış söz konusu değil. İnsan popülasyonu arttıkça kaynaklar tükeniyor ve canlı çeşitliliği azalıyor. WWF; Yaşayan Gezegen Raporu’nda biyolojik çeşitliliği izlemek için Yaşayan Gezegen İndeksi’ni kullanıyor. 2.500’den fazla türü inceleyen endeks, 1970’den bu yana biyolojik çeşitliliğin yüzde 28 azaldığını ortaya koyuyor.

4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü yeryüzündeki tüm canlıların yaşama haklarına saygı duymamız gerektiğini hatırlatmak için takvimlerimizde yer alıyor.

14 Ekim – Dünya E-Atık Günü (International E-Waste Day)

Kullanım ömrünü tamamlayan, elektrikle çalışan veya elektronik devre içeren tüm cihazlar, elektronik atık olarak nitelendiriliyor. Uluslararası Atık Elektrikli ve Elektronik Ekipman (WEEE) Forumu’nun raporuna göre ise e-atık miktarı yıllık 9 milyar kilogramı buluyor.

E-atıklar arasında “görünmeyen” kategori olarak tanımlanan kablolar, elektronik oyuncaklar, elektronik sigara, kumanda, bilgisayar klavyeleri, kulaklık, hoparlör, elektrikli diş fırçaları ve küçük ev aletleri gibi e-atıkların geri dönüşüm yerine çöpe giden kısmının ekonomik büyüklüğü ise her yıl 10 milyar dolara ulaşıyor. Eyfel Kulesi’nin 6 katı ağırlığına denk gelen 844 milyon adet elektronik sigara ve kolayca geri dönüştürülebilen bakır içeren 950 milyon kilogramlık kablolar da e-atık olmasına rağmen değerlendirilemiyor.

Dünya Elektronik Atık Günü, tam da bu nedenlerle elektronik atıklar konusunda farkındalık yaratmak ve e-atıkların geri dönüşümü konusunda, kamuoyunu bilinçlendirmek üzere 2018 yılında gerçekleştirilen WEEE Forum’da ilan edildi.

16 Ekim – Dünya Gıda Günü (World Food Day)

Birlemiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’ne göre (FAO) dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 40’ı sağlıklı beslenmiyor ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından Gıda İsrafı Endeksi Raporuna göre ise dünyada üretilen gıdanın üçte biri israf ediliyor. Yani bir tarafta yetersiz beslenme varken diğer tarafta besin olarak kullanılacak bir dolu şey çöpe gidiyor. Bu nedenle gıda üretiminde sürdürülebilirlik, gelecek nesillerin sağlıklı gıdaya ulaşabilmesi için büyük önem taşıyor. Bu konuda farkındalık yaratabilmek adına her yıl 16 Ekim tarihinde Dünya Gıda Günü kutlanıyor ve insanlara gıda okuryazarlığı, dengeli
beslenme için gıda sistemlerini kullanma ve anlama, besleyici ve güvenli gıdaya herkesin ulaşabilmesi gibi konularda eğitici içerikler oluşturuluyor.

KASIM

1 Kasım – Dünya Vegan Günü (World Vegan Day)

Dünya Vegan Günü, vegan felsefenin ve yaşam tarzının hayvanların, insanların ve gezegenin iyiliği için yaygın bir şekilde benimsenmesini sağlamak adına 1994’ten bu yana her yıl 1 Kasım’da kutlanıyor. Hayvanların yaşam hakkı tek başına bu sömürüye engel olmak için yeterli bir neden olsa da beraberinde suyun kontrollü tüketiminden açlıkla mücadeleye ve toplum sağlığına kadar birçok konuyu beraberinde getiriyor. Örneğin, bir kilo dana eti için 15 bin 415 litre, bir kilo koyun veya keçi eti için 9 bin litre, bir kilo domuz eti için 6 bin litre ve bir kilo tavuk eti için 4 bin 300 litre su harcanıyor. Et ve süt üretimi çok fazla arazi gerektiriyor ve tarım arazilerinin yüzde 77’si hayvan ve hayvan yemi yetiştirmek üzere kullanılıyor. Üstelik iklim krizi ile mücadelede en büyük dayanaklarımızdan biri olan yağmur ormanlarının tahribatının yüzde 90’ından hayvancılık sorumlu. Yağmur ormanları hayvancılığa yer açmak için yakılıyor, talan ediliyor. Toplum sağlığı düzeyinde baktığımızda ise dünyadaki antibiyotiklerin yüzde 73’ü hayvanlar üzerinde kullanılıyor, bu yüzden bakteriler ilaçlara direnç kazanıyor. Yılda 700 bin insan bu sebeple ölüyor. Dolayısıyla vegan beslenmeye dikkat çekmek, sürdürülebilir bir dünya yaratmak için büyük önem taşıyor. Kasım ayının sonu – Satın Almama Günü (Buy Nothing Day)Kanadalı sanatçı Ted Dave tarafından ortaya atılan bu gün, tüketiciliği ve tüketim kültürünü protesto amacı taşıyor. Her yıl Kasım ayında farklı bir günde kutlanan Satın Almama Günü’nde bireylerin tüm gün boyunca hiçbir şey satın almamaları ve böylece tüketicinin gücünün ve etkisinin tüm üreticilere, markalara ve devletlere gösterilmesi amaçlanıyor.

ABD ve Kanada’da bu gün genelde Amerikan Şükran Günü sonrasındaki günde gerçekleştiriliyor ve geniş çaplı gösterilere sahne oluyor. Çünkü söz konusu gün genelde “Kara Cuma” olarak da isimlendirilen ve yoğun bir alışveriş trafiğine sahne olan bir gün.

ARALIK

10 Aralık – İnsan Hakları Günü (Human Rights Day)

Yirminci yüzyıl, iki dünya savaşının yıkıcılığının yaşandığı dolayısıyla insan hakları fikrinden uzaklaşılması durumunda yaşanabilecek ihlalleri gözlemleyebilmek adına acı deneyimler yaşamamıza neden oldu. Bu acı deneyimler sonrasında özellikle 2. Dünya Savaşı’ndan sonra hem uluslararası hukuk hem de devletlerin insan haklarının korunması ve özgürlüklerin genişletilmesi konusunda sağlam adımlar atılması gerekliliğini gözler önüne serdi. Bu amaçla 10 Aralık 1948 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi” kabul edildi ve insanların onur ve hakları bakımından eşit olduğu açıklanırken, insanların kardeşlik duygusu etrafında toplanması çağrısında bulunuldu. Bu acı deneyimlerin tekrar edilmemesi adına her yıl 10 Aralık İnsan Hakları Günü olarak belirlendi.

10 Aralık – Toprak Ana Günü (Terra Madre Day)

Toprağımız, bizim ve dünya üzerindeki biyoçeşitliliğin devamı için büyük önem taşıyor. Bu nedenle 10 Aralık Toprak Ana Günü, aynı gün kutlanan İnsan Hakları Günü’yle birlikte, insan sağlığı ve çevreye duyarlı bir üretim türü olan ekolojik tarımın, gıda güvenliği ve sağlığımız için önemini bir kez daha bize hatırlatma görevini üstleniyor. Organik ve ekolojik tarım, gıda sisteminin çevreye ve halk sağlığına tamamen zararsız hale gelmesi, üretimin tohumdan tüketiciye ulaşana kadar en doğru yollardan geçmesi ilkelerini benimsiyor. Dolayısıyla temiz toprak zehirsiz beslenme alanları ve sağlıklı bir eko sistem anlamına geliyor. Birçok kurum ve kuruluş, bu günde farkındalık yaratmak adına organik ve ekolojik tarım hakkında projeler geliştiriyor.

11 Aralık – Uluslararası Dağ Günü (International Mountain Day)

Dağlar; birçok büyük nehrin kaynağı ve insanların yarısından fazlasının, içme, ev kullanımı, tarım ve endüstri için kullandığı suyu sağlamaları açısından büyük önem taşıyor. Ayrıca dağlar, enerji kaynakları ve maden zenginliğinin yanı sıra zengin bir biyolojik çeşitlilik de barındırıyor. Ancak son dönemde artan ekoturizmin yarattığı baskılar dağları kirlenme ve ekosistemdeki bozulmayla tehdit ediyor. Bu nedenle Uluslararası Dağ Günü, 1992 yılında gerçekleşen Rio Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda sürdürülebilir kalkınma için çevre değerlerinin korunması gerektiği ortaya koyularak, doğal kaynakların tüketimi ile üretimi arasında bir dengenin kurulması gerekliliğinin benimsenmesi kararıyla o günden bu yana kutlanıyor.

GENEL

Her yıl tarih değişiyor – Küresel Limit Aşımı Günü (Earth Overshoot Day)

Artık gezegende o kadar kalabalığız ki dünyanın bize sunduğu doğal kaynaklar bize bir yıl bile yetmiyor. Bu sebeple dünyanın bize sunduğu yıllık doğal kaynakları tükettiğimiz gün olarak bilinen Küresel Limit Aşım Günü her yıl belirlenen tarihte açıklanıyor.

2023 yılında kaynaklarımızı 2 Ağustos günü tükettik. Dünya üzerindeki yenilenebilir kaynaklar ile insanların bu kaynaklara yönelik talebini değerlendiren araştırmalar yürüten Küresel Ayak İzi Ağı’nın (Global Footprint Network) verileri, dünyamızın bize sunduğu 1 yıllık doğal kaynakları, 2022’de 28 Temmuz itibariyle, 2021’de ise 27 Temmuz’da tükettiğimizi gösterdi. Kısaca arta kalan zamanı ise bir sonraki yılın kaynaklarından harcıyoruz ve insanlık olarak ekosistemlerin yenileyebileceğinden yüzde 75 daha fazla doğal kaynak kullanıyor, 1 değil de1.75 dünyamız varmış gibi tüketiyoruz. Oysa son dönemde, yaşanan bu krizlerin ardından toplumsal ve ekonomik iyileşme ancak ekolojik kaynakların verimli kullanımıyla mümkün olacak gibi görünüyor.


Apsny News

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu