Sarı-lacivertli futbolcular maça 8 puan geride çıkmanın gerginliğini yaşar mı diye düşünürken hiç de öyle olmadığını başlama düdüğü ile birlikte gösterdiler. Tempolu ve kaliteli ön alan baskısı Trabzonspor’un yarı sahasına hapsolmasını sağladı. Bu anlarda ultra kalite devreye girdi. Arda Güler’den Kevin De Bruyne’ye nazire yaparcasına müthiş bir asist geldi, Batshuayi de aynı kalitede bitirişle Fenerbahçe’yi öne geçirdi. Her zaman yazıyoruz kalite bu ligde belirleyici unsur.
Zaman zaman oyunda temponun düşmesi normaldi, Fenerbahçe rakibe topu verdiği anlarda bile kontrolü vermedi. Açıkçası bunda da Trabzonspor’un zayıf oyunu ve etkisiz oyuncuları etkiliydi.
İkinci yarı yine iyi başlangıç, Zajc’ın olağanüstü çalımları ve taşıdığı topta Luan Peres defanstan çıkarak ceza sahası içine yaptığı müthiş koşunun ödülünü aldı. Brezilyalı stoper harika vuruşuyla topu 90’a yolladı. Açıkçası bu golü de fazlasıyla hak etti. 7 aylık sakatlığın ardından dönmek hiç kolay değildi üstüne tam 7 yıl sonra gol sevinci yaşayan Peres, çalışmanın ve pes etmemenin ödülünü aldı.
Şimdi insan düşünmeden edemiyor, Peres, Pedro ve Batshuayi gibi isimler uzun sakatlıklar yaşamasa, Zajc ve Arda daha fazla süre alsa acaba sıralama nasıl olurdu diye? Bence Fenerbahçe çok daha farklı bir konumda olurdu.
Ardından Valencia’nın güzel golü geldi. O da 28 golle Alex’i yakalayarak bir sezonda en fazla gol atan yabancı oyuncu unvanının ortağı oldu. Valencia da bu sezon bu rekoru fazlasıyla hak etti. O da çalışmanın ve savaşmanın karşılığını aldı açıkçası.
Fenerbahçe kazanması gereken bir maçı iyi oyunla alarak, Galatasaray’ın Sivas maçına gözünü çevirdi. Fenerbahçe ayağına bir şans daha gelmesini bekleyecek. O fırsatı yakalarsa artık bahanesi de olmayacak.
Kaynak: Haber Global
Apsny News
