Yunanistan, Türkiye‘nin tepki gösterdiği Deniz Parkı projesini Atina’da düzenlenen Okyanuslarımız Konferansı’nda ilan etti. Deniz Parkı girişimi ile ilgili tablo bu konferansta biraz daha netleşmiş oldu. Proje, Yunanistan’ın batısındaki İyonya Denizi’nde, 14 bin kilometrekarelik bir alanı kapsıyor. Bu alana halihazırda kurulu olan 3 bin 668 kilometrekarelik doğa koruma alanının da dahil olduğu belirtiliyor. Ege Denizi’nde ilan edilen 8 bin kilometrekarelik alan ise yeni oluşturuluyor. Bu bölgede bulunan 545 kilometrekarelik doğa koruma alanının projeye dahil olmadığı kaydediliyor.
ANKARA TEYAKKUZDA
Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, “Bakanlık olarak Ege Denizi’nde hak, alaka ve menfaatlerimizi korumak ve Yunanistan’ın tek taraflı statü oluşturma çabalarını engellemek maksadıyla teyakkuz halinde bulunmaktayız” ifadelerini kullanırken Atina ise girişimin yalnızca bir çevre projesi olduğunu, Ege’deki egemenlik alanlarıyla ilgisi bulunmadığını öne sürüyor.
Ancak Ankara’nın tepkisinin altında On İki Adalar bölgesindeki adacıklar ve kayalıklarla ilgili uluslararası anlaşmaların öteden beri ihlal edilmesi yatıyor. Ege’de statüsü belirsiz ada, adacık ve kayalıklar sorununun geçmişi 1923 tarihli Lozan Antlaşması ile 1947 tarihli Paris Antlaşması’na kadar gidiyor. Nitekim MSB kaynakları açıklamasında da “İlan edilmesi planlanan parklar hakkında Dışişleri Bakanlığımız diplomatik olarak gerekli girişimlerde bulunmuş, EGAYDAAK’lar üzerindeki tek taraflı fiilî durumların kabul edilmeyeceğini ve herhangi bir hukuki sonuç doğurmayacağını ifade etmiştir” deniliyor.
780 MİLYON EURO AYRILDI
Atina’da düzenlenen 9. Uluslararası Okyanuslarımız Konferansı’na ABD’nin İklimden Sorumlu Başkanlık Özel Elçisi John Kerry ile Avrupa Birliği yetkilileri de katıldı. Yunanistan, “biyo-çeşitliliği ve deniz ekosistemlerini koruma” adı altında projeye 780 milyon Euroluk kaynak ayıracağını duyurdu. Proje Yunanistan’ın denizdeki faaliyet alanını genişletmesi anlamına geliyor. Yunan Başbakanı Kriyakos Miçotakis bu durumu, “Deniz koruma alanlarımızın boyutunu yüzde 80 oranında artırıyoruz” sözleriyle ifade ediyor. Yunanistan İyonya Denizi’nde de deniz koruma alanlarını kendi sularının yüzde 30’undan fazlası oranında artırıyor.
DAHA FAZLA KONTROL
NATO müttefikleri, Yunanistan ve Türkiye arasında, deniz sınırları ve Akdeniz’deki kıta sahanlıkları üzerinde ihtilaflar devam ederken, Yunanistan’ın girişimi denizde daha fazla kontrolü beraberinde getirecek. Projede plastik kirliliğini azaltmaya yönelik kampanyalar, deniz tabanına zarar veren balıkçılık uygulamaları yer alırken, korunan deniz alanları için bir izleme sistemi kurulması iki ülke arasındaki gerilimi büyütüyor.
ÇEVRE ÖRGÜTLERİ ŞÜPHELİ
Yunanistan’ın girişimi Okyanuslar Konferansı’na katılan çevre örgütleri tarafından da tartışmalı bulundu. Çevre örgütleri daha güçlü taahhütler verilmesi yönünde çağrıda bulunurken Greenpeace, “Deniz satılık değildir” sloganıyla Okyanuslarımız Konferansı’na katıldı.
Greenpeace Yaban Hayatı Fonu ve diğer kuruluşlar, Akdeniz’in 5 bin200 metreden (17.300 feet) daha derin sularını kapsayan Helen Çukuru’nda enerji ve maden kaynakları için derin deniz sismik araştırmalarına izin vermesi nedeniyle Yunanistan’a eleştiriler yöneltti. Yunanistan’ın güneybatısından Girit’e kadar uzanan hendekte plastik kirliliği doğal yaşamı tehdit ediyor. Bu alanda tehdit altındaki deniz memelileri yaşıyor.
ertan.altan@haberglobal.com.tr
Kaynak: Web Özel
Apsny News
