Yine ‘ihmaller zinciri’: Konya’da aniden yıkılan binanın ‘duvarları kaldırılmış’

AYŞEGÜL KASAP
aysegulkasap@diken.com.tr
@aysegul_kasap
Konya’da dört katlı bir bina aniden çöktü. Afet Uzmanı Dr. Kubilay Kaptan binanın çökmesine neden olasılıkları Diken’e anlattı: “Zemin kattaki duvarlar kaldırılmış.”

Hem valilik hem de belediyenin açıklamasına göre Selçuk Mahallesi Beyşehir Caddesi’ndeki çöken binada 14 daire ve yedi dükkan var.
Yetkililerin açıkladığına göre enkazda beş kişinin olduğu tahmin ediliyor. Beş saat süren çalışmadan sonra iki kişi sağ kurtarıldı. Arama kurtarma çalışmaları devam ediyor.
Dr. Kaptan yine aynı ilde olan başka bir faciayı hatırlatarak başladı:
“Konya’da deprem olmadığı için maalesef binaların yapılmasında denetim hiç yok. Bugün faciaya bakmadan önce bence 21 yıl önce yaşanan Zümrüt apartmanı faciasına bakmak lazım.”
2 Şubat 2004’te Konya’nın Selçuklu ilçesi Kerkük Caddesi’nde Zümrüt apartmanı aniden çökmüştü. Olayda 92 kişi ölmüş, 30 kişi yaralanmıştı.
Kaptan şöyle devam etti:
“Bundan 21 yıl önce sabah 3’e karşı haber almıştım. Gittiğimde 11 kat bir apartmanın tuz buz olduğunu görmüştüm. Aynı şeyi o zaman da sormuştuk; deprem yok, sel yok, yer kayması yok. Nasıl çöker bu apartman birden bire? Sonra inceledikçe nedeni anlaşıldı. En büyük felaket zemin katının, yani giriş katının duvarları kaldırılarak, bizim zayıf kat, yumuşak kat dediğimiz ölümcül bir hataya neden olmaları..
Ne yapmışlar? İstanbul’da da çok var. Türkiye’nin genelinde çok var. Eczane ya da pastane gibi işletmeler için zemin kattaki duvarları kaldırıp, oraya camekan yapıyorlar. Zümrüt apartmanında önce pastane sonra galeri yapılmıştı. Yetmemiş gibi kolonlardan da kesilmişti. Yetmemiş gibi üst katlar büyütülerek devam edilmişti. Tabii ki apartman birden çökmez ama aynı insanda olduğu gibi zamanla yorulur, iskeleti yıpranır, içindeki demirler gider beton gevşer. Doğal olarak bir an gelir artık üstündeki yükü taşıyamaz olur.
Afet uzmanı, bugün yıkılan binada da benzer bir durumun olduğunu söyledi:
“Binanın zemin katının aynı şekilde olduğunu fotoğraflardan ve videolardan görebiliyorum. Yani zemin kattaki duvarlar kaldırılmış, atölye gibi bir yer yapılmış.
Kepenkli bir yer var oradaki duvarlar da kaldırılmış. Üst katta oldukça ağır duvarlar duruyor. Üst kat yumuşamış. Zaten malzeme kalitesi yok, beton kalitesi ve demir kalitesi yeterli değil. Siz bir de binan ayaklarını incecik tutup, duvarı da aldığınız zaman ‘Nasıl olsa bir yük taşımaz, nasıl olsa bir işe yaramaz’ dediğiniz duvar binanın çökmesini önleyebilecekken bu faciaya yol açıyor.”

“Peki buna nasıl izin veriliyor” sorusunu şöyle yanıtladı Kaptan:
“Zümrüt apartmanı konusunda yine gayet iyi hatırlıyorum. Belediye başkanı İçişleri bakanı izin vermediği için suçsuz daha doğrusu yargılanmadı bile. Müteahhit yargılanmadı. Olan projeyi hazırlayan garibana oldu. Sekizde altı kusuru ona verip bir tek onu içeri aldılar.”
Oysa projeyi hazırlayan, duvarlarıyla birlikte hazırladı. O duvarlar sonra yıkıldı.
Şöyle devam etti afet uzmanı:
“Sorun burada zaten. Bu insanlar, yani projeciler ve hatta yapımı sırasında tuhaf bir durum yoksa yapan mühendis de kendi kendine kurşun sıkmaz. Muhakkak doğrusunu yapar. Fakat her şey sonradan olmaya başlar. Bir gün alt katı kiralayan iş yeri ruhsatı olmamasına rağmen, orjinalinde olmamasına rağmen duvarları kaldırır. Kaldırırken de belediyeden onay alması gerekir. Bazıları umursamaz bile. Onay gerekse de bir kulbunu bulup ona uygun bir rapor alır. Ama asıl denetlemesi gereken bir belediyeyse belediye bunu görmezden gelir. Çünkü aparmanın sahibi amcasının oğludur, yakınıdır.”

“Vatandaş kafasına göre binanın yapısını değiştirse bile belediyenin denetlemesi ve yaptırım uygulaması gerekmez mi?” sorumuzu şu yanıtı verdi:
“Tabii ki gerekir. Türkiye’de ve dünyanın hiçbir yerinde kafanıza göre inşaat yapamazsınız. İnşaatı geçtim, revizyon yapamazsınız. Kafama estim buraya balkon yapayım, şuraya bir delik açayım diyemezsiniz. Yapacaksanız bile ilk önce belediyeden onay alacaksınız. Belediye de diyecek ki ‘Git bir mühendise binanın güvenliğini riske atıyor mu? Bana raporunu getir.’
Ama kim uğraşacak bununla. Hemen ilk önce yapıyoruz sonra nasıl minareye kılıf ayarlarım kısmına geçiyoruz. O zaman da o kılıf bulunuyor.
Ama Türkiye’de aslına bakarsanız bakın yasalar ve yönetmelikler detaylı olduğu halde, mühendis kalitemiz yeterli olduğu halde asıl sıkıntı her zaman için görevini yerine getirmeyip denetlemeyenlerdir. Denetlemeyenler ve ceza vermeyenlerdir. Ceza verilmediği zaman bir başkası da aynı şeye bakıp ‘Ben de yaparım o zaman’ kardeşim diyor, yapıyor da maalesef.”
Apsny News